Şunu aradınız:: iyileştiren (Türkçe - İngilizce)

Bilgisayar çevirisi

İnsan çevirisi örneklerinden çeviri yapmayı öğrenmeye çalışıyor.

Turkish

English

Bilgi

Turkish

iyileştiren

English

 

Kimden: Makine Çevirisi
Daha iyi bir çeviri öner
Kalite:

İnsan katkıları

Profesyonel çevirmenler, işletmeler, web sayfaları ve erişimin serbest olduğu çeviri havuzlarından.

Çeviri ekle

Türkçe

İngilizce

Bilgi

Türkçe

bütün hastalıklarını iyileştiren,

İngilizce

who forgiveth all thine iniquities; who healeth all thy diseases;

Son Güncelleme: 2012-05-06
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

insanların yaşamlarını iyileştiren birşey.

İngilizce

it's good for improving people's lives.

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

“bunu iyileştiren, kurtaran yok mu?” der.

İngilizce

and it is asked: "is there any reciter of charms and amulets?"

Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Uyarı: Görünmez HTML biçimlendirmesi içeriyor

Türkçe

Şimdi, elbette, istisnalar var, harika, kültürü iyileştiren istisnalar.

İngilizce

now there are, of course, exceptions, wonderful, civilization-enhancing exceptions.

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

dolayısıyla, daha fazla insanı iyileştiren ilaçlar üretmeye yönelik teşvikler daha çoktur.

İngilizce

so the incentives are much larger to produce drugs which treat more people.

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

geçen yıla kıyasla sıralamasını iyileştiren diğer tek ülkeyse, iki sıra yükselerek dünyada 62. olan sırbistan oldu.

İngilizce

the only other balkan nation to have improved its ranking over the past year was serbia, which climbed two places to stand 62nd in the world.

Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

Şimdi bununla ilgili ne yapabiliriz? evet, kalp hastalıklarını ve kanseri iyileştiren diyet, asya diyeti.

İngilizce

now what can we do about this? well, you know, the diet that we've found that can reverse heart disease and cancer is an asian diet.

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

türkiye, vatandaşların yaşamlarını iyileştiren ve onları geleceğe hazırlayan somut alanlara yatırım yapıyor." diyor.

İngilizce

turkey is investing in tangible areas that improve the lives of citizens and prepare them for the future," he said.

Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Uyarı: Görünmez HTML biçimlendirmesi içeriyor

Türkçe

düzenli bir yapıya sahip olmayan yuva saman, ot, yün ve diğer malzemelerden oluşur ve ısı yalıtımını iyileştiren tüylerle içi kaplanır.

İngilizce

the untidy nest is composed of hay, grass, wool or other material and lined with feathers, which improve the thermal insulation.

Son Güncelleme: 2016-03-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

dedi ki, "bir doktor olmayı istemiştim, fakat gerçekten olmak istediğim şey hizmet eden ve iyileştiren ve tedavi eden birisi olmakdı.

İngilizce

she said, "i thought that i wanted to be a doctor, but what i really wanted to be was somebody who served and healed and cured.

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Uyarı: Görünmez HTML biçimlendirmesi içeriyor

Türkçe

İkinci dileğim, günümüzde transkraniyal manyetik uyarıcıların-- tms migren baş ağrılarını iyileştiren demek-- klinik denemeleri oldukça başarılı görünüyor.

İngilizce

the second wish is, at the present time, the clinical trials of transcranial magnetic stimulators -- that's what tms means, device to treat migraine headaches -- appears to be quite successful.

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

askeri yorumcu fatmir halili'ye göre, katılım sınırlı kalsa da, etkinlik kosova'nın bölgedeki profilini iyileştiren bir olay oldu.

İngilizce

according to military commentator fatmir halili, the event was a boost to kosovo's regional profile, even though participation was limited.

Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

bu, bence, demek istediğim şeyin güzel bir gösterimi -- güneşin güzel dinamği, bunları binalara getiriyor, hayatımızı iyileştiren, inşa edilmiş çevremizin kalitesini oluşturuyor.

İngilizce

this is, i think, a very illustrative image of what i try to say -- that the beautiful dynamics of sun, bringing these into the building, creates a quality of our built environment that truly enhances our lives.

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

bu çalışmalar kapsamında, türkiye’deki yetkililer enerji sektöründe yatırımları ve yenilikçiliği arttırmaya yönelik bir dizi önlem uygulamıştır – elektrik sübvansiyonlarını kaldıran, düzenleyici ortamı iyileştiren ve kamuya ait elektrik dağıtım ve üretim varlıklarının özelleştirilmesinin yolunu açan serbestleştirme programı da bu önlemler içerisindedir.

İngilizce

as part of this effort, officials in turkey have implemented a series of measures designed to spur investment and innovation in the energy sector - including an ongoing liberalization program that has ended electricity subsidies, improved the regulatory environment, and paved the way for the privatization of state-owned electricity distribution and generation assets.

Son Güncelleme: 2017-04-27
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Daha iyi çeviri için
7,770,478,950 insan katkısından yararlanın

Kullanıcılar yardım istiyor:



Deneyiminizi iyileştirmek için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi ziyaret etmeye devam ederek çerezleri kullanmamızı kabul etmiş oluyorsunuz. Daha fazla bilgi edinin. Tamam