Profesyonel çevirmenler, işletmeler, web sayfaları ve erişimin serbest olduğu çeviri havuzlarından.
mart ayında bir kıbrıs rum mahkemesi, memurların kelepçeli haldeki iki öÄrenciyi sokak ortasında tekme tokat dövdüklerini gösteren video görüntülerine raÄmen memurları beraat ettirmiÅti.
in march, a cypriot court acquitted them despite video evidence showing them punching and kicking the two handcuffed students in the street.
ancak kadınların beşte birden fazlası dayak, boğma, tekme, bıçak veya silahla saldırı veya tecavüz de dahil olmak üzere fiziksel saldırıya maruz kalıyor.
more than one fifth of women, however, will suffer physical assault -- including being beaten, strangled, kicked, attacked with a knife or gun, or raped.
sonunda bill'i bizim evin bir blok uzağında, devlet okulunun oyun bahçesinde buldum. günlerden cumartesi idi, tek başınaydı, duvarın kenarına doğru bir topa tekme atıp duruyordu.
well, i finally found bill about a block away from our house at this public school playground. it was a saturday, and he was all by himself, just kicking a ball against the side of a wall.
"İddialar daha çok suçlu mahkumlardan itiraf almaya çalışan kosovalı polis memurlarının yumruk, tokat ve tekme atmaları üzerinde odaklanıyor." ifadesinin yer aldığı rapor şöyle devam ediyor: "dahası, gözaltına alınan bazı kişiler kpt memurlarının kendilerine şikayette bulunmamaları yönünde psikolojik baskı uyguladıklarını iddia ediyorlar."
"the allegations mainly concerned punches, slaps and kicks by ... kosovo police officers attempting to obtain confessions from criminal prisoners," the report said. "further, a number of detained persons alleged that kps officers had exerted psychological pressure on them" not to lodge complaints, it added.