您搜索了: diligente (世界语 - 土耳其语)

diligente kaj diskrete.
dikkatlice, ne gerekiyorsa yapın.

"ĉar en ili oni precipe diligente bierumis kaj kolbasumis."
bu sözüm ona anarşist toplantılar sadece sosis yiyip bira içmek için bahaneydi.

la tuta policistaro de la interplaneda reformita interligo... diligente persekutas vin.
- beni güldürme! gezegenlerarası gelişmiş İttifak polis güçleri peşinde.

kaj mi diligente penos, ke post mia foriro vi povu konstante rememori tion.
ben bu dünyadan göçtükten sonra da bunları sürekli anımsayabilmeniz için şimdi her gayreti göstereceğim.

pro tio ni devas pli diligente atenti la auxditajxojn, por ke ni de ili ne forflosu.
bu nedenle, akıntıya kapılıp sürüklenmemek için işittiklerimizi daha çok önemsemeliyiz.

mi do sendis lin des pli diligente, por ke, revidante lin, vi gxoju, kaj ke mi estu sen malgxojo.
İşte bu nedenle, onu tekrar görüp sevinesiniz diye kendisini daha büyük bir istekle yanınıza gönderiyorum. böylelikle benim de kaygılarım hafifleyecek.

sekve, fratoj, pli diligente klopodu, por certigi vian vokon kaj elekton; cxar farante tion, vi neniam falpusxigxos;
bunun için, ey kardeşler, çağrılmışlığınızı ve seçilmişliğinizi kökleştirmeye daha çok gayret edin. bunları yaparsanız, hiçbir zaman tökezlemezsiniz.

kiu virino, havante dek drahxmojn, se sxi perdis unu drahxmon, ne ekbruligas lampon kaj balaas la domon kaj sercxas diligente, gxis sxi gxin trovos?
‹‹ya da on gümüş parası olan bir kadın bunlardan bir tanesini kaybetse, kandil yakıp evi süpürerek parayı bulana dek her tarafı dikkatle aramaz mı?

sed li eliris, kaj komencis diligente rakonti kaj disfamigi la aferon, tiel ke jesuo jam ne povis malkasxe eniri en urbon, sed restis ekstere en dezertaj lokoj; kaj oni venis al li el cxie.
ne var ki, adam çıkıp gitti, olayla ilgili haberi her tarafa yayıp duyurmaya başladı. Öyle ki, İsa artık hiçbir kente açıkça giremez oldu. ancak dışarıda, ıssız yerlerde kalıyordu. ve halk her yerden o'na akın ediyordu.

kaj sen fido neeble estas placxi al li; cxar necese estas, ke tiu, kiu alvenas al dio, kredu, ke li ekzistas, kaj ke li farigxas rekompencanto al tiuj, kiuj lin diligente sercxas.
İman olmadan tanrıyı hoşnut etmek olanaksızdır. tanrıya yaklaşan, onun var olduğuna ve kendisini arayanları ödüllendireceğine iman etmelidir.