您搜索了: zdravo (克罗地亚语 - 土耳其语)

zdravo
merhaba

zdravo radno mjesto
sağlıklı İşyerleri

napiši 'zdravo' comment
'merhaba' yazcomment

zdravo radno mjestodobro je za tebe.
saĞlikli İŞyerlerİ

te ga stanu pozdravljati: "zdravo, kralju židovski!"
‹‹selam, ey yahudilerin kralı!›› diyerek onu selamlamaya başladılar.

zdravo je gospodarstvo ključ za rješavanje opće situacije u zemlji.
sağlıklı bir ekonomi, ülkenin durumunun genel olarak iyileştirilmesi açısından büyük önem taşıyor.

moji bokovi puni su ognjice, na tijelu mi ništa zdravo nema.
İnliyorum yüreğimin acısından.

preživi li srbija gospodarsku krizu, koliko će zdravo biti njeno gospodarstvo?
sırbistan krizi atlatırsa ekonomisi ne derece sağlıklı olacak?

na tijelu mi ništa zdravo nema zbog gnjeva tvog, od grijeha mojih mira mi nema kostima.
taşınmaz bir yük gibi sırtımda ağırlaştı.

i odmah pristupi isusu i reèe: "zdravo, uèitelju!" i poljubi ga.
dosdoğru İsaya gidip, ‹‹selam, rabbî!›› diyerek onu öptü.

sve se priprema bez moderne obrade; zdravo je i ukusno", kazala je predić.
herşey çağdaş işleme yöntemleri kullanılmaksızın hazırlanıyor, sağlıklı ve lezzetli." dedi.

od 19. prosinca do 20. siječnja srbi koji nastoje ostati vitki i jesti zdravo moraju odolijevati iskušenjima.
İnce kalmaya ve sağlıklı yemeye çalışan sırplar'ın 19 aralık'tan 20 ocak'a kadar ayartılara direnmeleri gerekiyor.

usluge ekosustava često se uzimaju “zdravo za gotovo”, no, zapravo su vrlo ranjive.
ekosistem hizmetleri çoğunlukla veri kabul edilir; oysa son derece kırılgandır.

“zdravo radno mjesto” je dvogodišnja europska kampanja koja se provodi s ciljem promicanja integrirano upravljanog pristupa
sağlıklı işyerleri, risk değerlendirmesine ilişkin bütüncül bir yönetim yaklaşımı geliştirilmesinin hedeflendiği ve iki yıl sürecek bir avrupa kampanyasıdır.

naravno, topli ljetni dani mogu biti iscrpljujući, ali zbog toga redovito plivam ili ostajem kod kuće tijekom najtoplijih dana i pokušavam se hraniti zdravo.
tabii ki, sıcak yaz günleri yorucu olabiliyor, bu yüzden de düzenli olarak yüzüyorum veya çok sıcak günlerde evde oturuyor ve sağlıklı şeyler yemeye çalışıyorum.

iz tog se razloga sve više uzima zdravo za gotovo to da kosovo na svom putu slijedi crnu goru kao najnovija europska država. ipak, i tu postoje prepreke.
bu sebeple, kosova’nın karadağ’ı takip ederek avrupa'nın en yeni devleti olma yolunda ilerleyeceği fikri geniş ölçüde kabul görüyor.

osjećam se zdravo i imam energije, ali za poslodavce ja sam rizična skupina. tko će dati posao muškarcu starom 50 i nešto godina?", kaže on.
gücüm kuvvetim yerinde, ama işverenlere göre riskli gruptayım. 50 yaşlarındaki bir işçiye kim iş verir?"

kad eto im isusa u susret! reèe im: "zdravo!" one polete k njemu, obujme mu noge i nièice mu se poklone.
İsa ansızın karşılarına çıktı, ‹‹selam!›› dedi. yaklaşıp İsanın ayaklarına sarılarak ona tapındılar.

kampanja “zdravo radno mjesto” uključuje i europske nagrade za dobru praksu kao priznanje tvrtkama i organizacijama koje su napravile izniman i inovativni doprinos promicanju integrirano upravljanog pristupa procjeni rizika na radnom mjestu.
avrupa kampanyası, avrupa birliği konsey başkanlığı, avrupa parlamentosu, avrupa komisyonu ve avrupa’daki sosyal paydaşlar ile 2008 için slovenya, fransa, 2009 için İsveç ve Çek cumhuriyeti tarafından desteklenmektedir.

međutim, taj napredak ne možemo uzimati zdravo za gotovo", rekao je, upozoravajući da "nitko neće imati koristi od povratka napetosti iz prošlosti".
fakat ilerlemeyi cepte göremeyiz." diyen nato başkanı, "geçmişteki gerginliklere geri dönmenin kimseye yaramayacağı" konusunda da uyardı.