来自专业的译者、企业、网页和免费的翻译库。
samen des taus
yulaf ezmesi
最后更新: 2020-02-25
使用频率: 1
质量:
参考:
lasst uns den samen der liebe pflanzen.
aşkın tohumunu ekelim.
最后更新: 2016-02-24
使用频率: 1
质量:
参考:
wie seht ihr das, was ihr an samen ergießt?!
akıttığınız meniyi gördünüz mü?
最后更新: 2014-07-03
使用频率: 1
质量:
参考:
war er etwa nicht eine nutfa aus samen, der ergossen wird,
dökülen meniden bir sperm değil miydi?
最后更新: 2014-07-03
使用频率: 1
质量:
参考:
und will den samen davids um deswillen demütigen, doch nicht ewiglich.
süleymanın günahından ötürü davut soyunun gururunu kıracağım, ancak sonsuza dek değil.› ››
最后更新: 2012-05-04
使用频率: 1
质量:
参考:
siehe, ich richte mit euch einen bund auf und mit eurem samen nach euch
‹‹sizinle ve gelecek kuşaklarınızla, sizinle birlikteki bütün canlılarla -kuşlar, evcil ve yabanıl hayvanlar, gemiden çıkan bütün hayvanlarla- antlaşmamı sürdürmek istiyorum.
最后更新: 2012-05-04
使用频率: 1
质量:
参考:
darum werden zeichen und wunder an dir sein und an deinem samen ewiglich,
bu lanetler siz ve soyunuz için sonsuza dek bir belirti, şaşılası bir olay olarak kalacak.
最后更新: 2012-05-04
使用频率: 1
质量:
参考:
und ob solch ein aas fiele auf samen, den man sät, so ist er doch rein.
eğer bu hayvanlardan birinin leşi ekin tohumunun üzerine düşerse, o tohum temiz sayılacaktır.
最后更新: 2012-05-04
使用频率: 1
质量:
参考:
habt ihr gesehen, was (für einen samen) ihr zum erguß bringt?
akıttığınız meniyi gördünüz mü?
最后更新: 2014-07-03
使用频率: 1
质量:
参考:
das schlucken der blätter oder samen der pflanze hat eine längere, aber weniger intensive wirkung.
bitkinin yaprakları veya tohumlarının ağız yoluyla alınması daha uzun süreli ama daha az yoğun bir etki yaratmaktadır.
最后更新: 2014-02-06
使用频率: 1
质量:
参考:
er wird einen samen haben, der ihm dient; vom herrn wird man verkündigen zu kindeskind.
rab yeni kuşaklara anlatılacak.
最后更新: 2012-05-04
使用频率: 1
质量:
参考:
denn zehn acker weinberg soll nur einen eimer geben und ein malter samen soll nur einen scheffel geben.
bir homerfç tohum ancak bir efa tahıl üretecek.›› işleyebileceği alan›› anlamına gelir.
最后更新: 2012-05-04
使用频率: 1
质量:
参考:
er antwortete und sprach zu ihnen: des menschen sohn ist's, der da guten samen sät.
İsa, ‹‹İyi tohumu eken, İnsanoğludur›› diye karşılık verdi.
最后更新: 2012-05-04
使用频率: 1
质量:
参考:
aus dieses samen hat gott, wie er verheißen hat, kommen lassen jesum, dem volk israel zum heiland;
tanrı, verdiği sözü tutarak bu adamın soyundan İsraile bir kurtarıcı, İsayı gönderdi.
最后更新: 2012-05-04
使用频率: 1
质量:
参考:
du aber, israel, mein knecht, jakob, den ich erwählt habe, du samen abrahams, meines geliebten,
dostum İbrahimin torunları!
最后更新: 2012-05-04
使用频率: 1
质量:
参考:
gleichwie ein senfkorn, wenn das gesät wird aufs land, so ist's das kleinste unter allen samen auf erden;
tanrının egemenliği, hardal tanesine benzer. hardal, yeryüzünde toprağa ekilen tohumların en küçüğü olmakla birlikte, ekildikten sonra gelişir, bütün bahçe bitkilerinin boyunu aşar. Öylesine dal budak salar ki, kuşlar gölgesinde barınabilir.››
最后更新: 2012-05-04
使用频率: 1
质量:
参考:
spricht nicht die schrift: von dem samen davids und aus dem flecken bethlehem, da david war, soll christus kommen?
‹‹kutsal yazıda, ‹mesih, davutun soyundan, davutun yaşadığı beytlehem kentinden gelecek› denmemiş midir?››
最后更新: 2012-05-04
使用频率: 1
质量:
参考:
das ist: nicht sind das gottes kinder, die nach dem fleisch kinder sind; sondern die kinder der verheißung werden für samen gerechnet.
demek ki tanrının çocukları olağan yoldan doğan çocuklar değildir; İbrahimin soyu sayılanlar tanrının vaadi uyarınca doğan çocuklardır.
最后更新: 2012-05-04
使用频率: 1
质量:
参考: