Von professionellen Übersetzern, Unternehmen, Websites und kostenlos verfügbaren Übersetzungsdatenbanken.
aber die kinder israel gingen trocken mitten durchs meer; und das wasser war ihnen für mauern zur rechten und zur linken.
ama İsrailliler denizi kuru toprakta yürüyerek geçmişlerdi. sular sağlarında, sollarında onlara duvar oluşturmuştu.
und hast das meer vor ihnen zerrissen, daß sie mitten im meer trocken hindurchgingen, und ihre verfolger in die tiefe geworfen wie steine in mächtige wasser
denizi yararak atalarımıza yol açtın. denizin ortasından, kuru topraktan geçip gittiler. onları kovalayanları ise bir taş gibi azgın derin sulara fırlattın.
da nahm elia seinen mantel und wickelte ihn zusammen und schlug ins wasser; das teilte sich auf beiden seiten, daß die beiden trocken hindurchgingen.
İlyas cüppesini dürüp sulara vurunca, sular ikiye ayrıldı. elişa ile İlyas kuru toprağın üzerinden yürüyerek karşıya geçtiler.
denn pharao zog hinein ins meer mit rossen und wagen und reitern; und der herr ließ das meer wieder über sie fallen. aber die kinder israel gingen trocken mitten durchs meer.
firavunun atları, savaş arabaları, atlıları denize dalınca, rab suları onların üzerine çevirdi. ama İsrailliler denizi kuru toprakta yürüyerek geçtiler.
da nun mose seine hand reckte über das meer, ließ es der herr hinwegfahren durch einen starken ostwind die ganze nacht und machte das meer trocken; und die wasser teilten sich voneinander.
musa elini denizin üzerine uzattı. rab bütün gece güçlü doğu rüzgarıyla suları geri itti, denizi karaya çevirdi. sular ikiye bölündü,
und die priester, die die lade des bundes des herrn trugen, standen still im trockenen mitten im jordan. und ganz israel ging trocken durch, bis das ganze volk alles über den jordan kam.
rab'bin antlaşma sandığı'nı taşıyan kâhinler, halkın tamamı ırmağı geçinceye dek kurumuş ırmak yatağının ortasında kıpırdamadan durdular. böylece bütün İsrail halkı kurumuş ırmak yatağından geçti.
so will ich ein fell mit der wolle auf die tenne legen. wird der tau auf dem fell allein sein und die ganze erde umher trocken, so will ich merken, daß du israel erlösen wirst durch meine hand, wie du geredet hast.
çiy yalnızca harman yerine koyduğum yün yapağının üzerine düşsün, topraksa kuru kalsın. böylece, söylediğin gibi İsraili benim aracılığımla kurtaracağını bileceğim.››