Sie suchten nach: but idn't want to hurt you (Englisch - Türkisch)

i didn't want to hurt you.
seni incitmek istemedim.

he didn't mean to hurt you.
o seni incitmek istemiyordu.

i just don't want to hurt tom.
sadece seni incitmek istemedim.

i don't want to hurt his feelings.
onun duygularını incitmek istemiyorum.

i really truly don't want to hurt tom.
gerçekten tom'u incitmek istemem.

i'm going to hurt you.
senin canını yakacağım.

i never meant to hurt you.
asla seni incitmeyi düşünmedim.

i no longer want to hurt anyone.
artık kimseyi incitmek istemiyorum.

we'd never do anything to hurt you.
seni incitmek için hiçbir şey yapmazdık.

i'm not going to hurt you. don't worry.
size zarar vermeyeceğim. merak etmeyin.

it is not my intent to hurt you in any way.
benim niyetim size herhangi bir şekilde zarar vermek değildir.

tom said that he doesn't want to hurt you, but if you come around here again, he'll beat you up.
tom seni incitmek istemediğini fakat buraya tekrar gelirsen, seni döveceğini söyledi.

and your people will in no way be able to hurt you.
gecenin bir parçasında ailenle birlikte yürü (yola çık).

we had everything all set in case of an emergency; god knows, you don't want to hurt this world-renowned expert.
acil durumda gerekli her şey hazırdı -- tanrı biliyor, bu dünyaca tanınmış uzmana zarar vermek istemezsiniz.

ignore what they do to hurt you, and put your trust in god. god is sufficient as protector.
onların eziyetlerine aldırma, allah'a dayan; vekil (koruyucu) olarak allah yeter.

and you know, at the top of the list, of course, were jenny, and my son, zeb, my parents -- i didn't want to hurt them.
listenin tepesinde, tabii ki, jenny, oğlum zeb, ve ebeveynim vardı -- onları incitmek istemiyordum.

here's the thing, if we have goals and dreams, and we want to do our best, and if we love people and we don't want to hurt them or lose them, we should feel pain when things go wrong.
mesele şu ki, amaçlarımız varsa hayallerimiz varsa, elimizden gelenin en iyisini yapmak istiyorsak çevremizdeki insanları seviyorsak ve onlara zarar vermek ya da onları kaybetmek istemiyorsak, işler kötü gittiğinde acı hissetmeliyiz.

do not listen to the unbelievers and the hypocrites. ignore what they do to hurt you, and put your trust in god. god is sufficient as protector.
ve itaat etme kafirlerle münafıklara ve eziyetlerine aldırış etme ve dayan allah'a ve koruyucu olarak allah, yeter.

he said: "we will certainly strengthen you through your brother and will invest both of you with such power that they shall not be able to hurt you.
(allah) dedi ki: "pazunu kardeşinle pekiştirip güçlendireceğiz; sizin ikinize de öyle bir 'güç ve yetki' vereceğiz ki, ayetlerimiz sayesinde size erişemeyecekler.

and your people will in no way be able to hurt you. so depart with your family in a part of the night and let no one of you turn around excepting your wife (who shall not go); for what will befall them shall also befall her.
beraberindekilerin hiç biri geri dönüp bakmasın, yalnız eşin bunun dışındadır.zira ötekilere ulaşan hangi rüsvaylık varsa, ona da gelecektir.