Sie suchten nach: ağzına (Türkisch - Kroatisch)

ağzına geri götürmek bile istemez.
lijenèina umaèe ruku u zdjelu, ali je ustima svojim ne prinosi.

bir silkeleyişte yiyenin ağzına düşecekler.
tvoje utvrde sve su kao smokvino stablo s urodom mladih smokava; kad se potrese stablo, smokve padaju u usta svakome koji ih želi jesti.

saçılmış kemiklerimiz ölüler diyarının ağzına.
kao kad oraè ore i para zemlju, tako æe im se na rubu podzemlja kosti rasuti.

bizi onların ağzına yem etmeyen rabbe!
blagoslovljen jahve koji nas ne dade za plijen zubima njihovim!

halkların ağzına yoldan saptıran bir gem takacak.
dah mu je kao potok nabujali što do grla seže. on dolazi da prosije narode rešetom zatornim, da stavi uzde zavodljive u èeljusti naroda.

ya da antlaşmamı ağzına almaya ne hakkın var?
a grešniku bog progovara: "Što tumaèiš naredbe moje, što meæeš u usta savez moj?

başkâhin hananya, pavlusun yanında duranlara onun ağzına vurmaları için buyruk verdi.
nato veliki sveæenik ananija naredi onima što stajahu uza nj da ga udare po ustima.

bize boyun eğmeleri için atların ağzına gem vururuz, böylece bütün bedenlerini yönlendiririz.
ubacimo li uzde u usta konjima da ih sebi upokorimo, upravljamo i cijelim tijelom njihovim.

sonra rab elini uzatıp ağzıma dokundu, ‹‹İşte sözlerimi ağzına koydum›› dedi,
i tada jahve pruži ruku, dotaèe se usta mojih i reèe: "evo, u usta tvoja stavljam rijeèi svoje.

konakladıkları yerde içlerinden biri eşeğine yem vermek için torbasını açınca parasını gördü. para torbanın ağzına konmuştu.
kad na prenoæištu jedan od njih otvori svoju vreæu da nahrani magarca, opazi svoj novac ozgo u vreæi.

yeşu, ‹‹mağaranın ağzına büyük taşlar yuvarlayın, orayı korumak için adamlar görevlendirin›› dedi,
a jošua reèe: "navalite veliko kamenje peæini na otvor i postavite ljude pred nju da je èuvaju.

‹‹tanrın rabbin adını boş yere ağzına almayacaksın. Çünkü rab, adını boş yere ağzına alanları cezasız bırakmayacaktır.
ne uzimaj uzalud imena jahve, boga svoga, jer jahve ne oprašta onome koji uzalud izgovara ime njegovo.

doğu sınırı, lut gölü kıyısı boyunca Şeria irmağının ağzına kadar uzanıyordu. kuzey sınırı, Şeria irmağının göl ağzındaki körfezden başlıyor,
na istoku je meða bila: slano more do ušæa jordana. sjeverna je meða poèinjala od slanog mora kod ušæa jordana.

"ambar ağzını açıp atıkları boşalttılar.
"naprosto su otvorili teretni prostor i prosuli sve.