Sie suchten nach: açıklayabilecek (Türkisch - Spanisch)

kralın isteğini yerine getirmek güçtür. İnsanlar arasında yaşamayan ilahlardan başka krala bunu açıklayabilecek kimse yoktur.››
además, el asunto que el rey demanda es difícil, y no hay delante del rey quien lo pueda declarar, salvo los dioses, cuya morada no está con los mortales

‹‹ama düşün ne olduğunu bana açıklamazsanız, sizin için tek ceza vardır. durumun değişeceğini umarak bana yalan yanlış şeyler söylemek için aranızda anlaşmışsınız. Şimdi bana düşün ne olduğunu söyleyin ki, ne anlama geldiğini açıklayabileceğinizi anlayayım.››
si no me dais a conocer el sueño, habrá una sola sentencia para vosotros. ciertamente os habéis puesto de acuerdo para dar una respuesta mentirosa y corrupta delante de mí, entre tanto que las circunstancias cambien. por tanto, decidme el sueño, para que yo sepa que también podéis declarar su interpretación