Trying to learn how to translate from the human translation examples.
From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
[ces bateaux] les emportèrent, grâce à un bon vent.
bir meltemle yolcuları alıp götürdüğü zaman gemiden memnundurlar.
Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:
ils laissèrent là leurs idoles, et david et ses gens les emportèrent.
davutla adamları, filistlilerin orada bıraktığı putları alıp götürdüler.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
mais ils insistèrent à grands cris, demandant qu`il fût crucifié. et leurs cris l`emportèrent:
ne var ki onlar, yüksek sesle bağrışarak İsanın çarmıha gerilmesi için direttiler. sonunda bağırışları baskın çıktı ve pilatus, onların isteğinin yerine getirilmesine karar verdi.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
ceux qui suivaient omri l`emportèrent sur ceux qui suivaient thibni, fils de guinath. thibni mourut, et omri régna.
sonunda omriyi destekleyenler ginat oğlu tivniyi destekleyenlerden daha güçlü çıktı. tivni öldü, omri kral oldu.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
ils le dépouillèrent, et emportèrent sa tête et ses armes. puis ils firent annoncer ces bonnes nouvelles par tout le pays des philistins à leurs idoles et au peuple.
saulu soyduktan sonra başını kesip silahlarını aldılar. sonra bu iyi haberi putlarına ve halka duyurmaları için filist ülkesinin her yanına ulaklar gönderdiler.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
mais ceux qui l'emportèrent [dans la discussion] dirent: «elevons sur eux un sanctuaire».
hallerine vakıf olanlarsa onların bulundukları mağaranın önüne mutlaka bir mescit yapmalıyız dediler.
Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:
ils emportèrent asaël, et l`enterrèrent dans le sépulcre de son père à bethléhem. joab et ses gens marchèrent toute la nuit, et le jour paraissait quand ils furent à hébron.
yoav'la adamları asahel'i götürüp beytlehem'de babasının mezarına gömdüler. sonra bütün gece yürüyerek gün doğumunda hevron'a vardılar.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
ils mirent sur un char neuf l`arche de dieu, qu`ils emportèrent de la maison d`abinadab: uzza et achjo conduisaient le char.
tanrının sandığını avinadavın evinden alıp yeni bir arabaya koydular. arabayı uzzayla ahyo sürüyordu.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
[ces bateaux] les emportèrent, grâce à un bon vent. ils s'en réjouirent jusqu'au moment où, assaillis par un vent impétueux, assaillis de tous côtés par les vagues, se jugeant enveloppés [par la mort], ils prièrent allah, lui vouant le culte [et disant]: «certes, si tu nous sauves de ceci, nous serons parmi les reconnaissants!»
bulunduğunuz gemi, içindekileri güzel bir rüzgarla götürürken yolcular neşelenirler; bir fırtına çıkıp da onları her taraftan dalgaların sardığı ve çepeçevre kuşatıldıklarını sandıkları anda ise allah'ın dinine sarılarak, "bizi bu tehlikeden kurtarırsan and olsun ki şükredenlerden oluruz" diye o'na yalvarırlar.
Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:
Warning: Contains invisible HTML formatting