From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
dazu ein zehntel epha semmelmehl zum speisopfer, mit Öl gemengt, das gestoßen ist, ein viertel hin.
kuzuyla birlikte tahıl sunusu olarak dörtte bir hin sıkma zeytinyağıyla yoğrulmuş onda bir efafı ince un sunacaksınız.
Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:
so sollst du zu dem rind ein speisopfer tun, drei zehntel semmelmehl, mit einem halben hin Öl gemengt,
boğayla birlikte tahıl sunusu olarak yarım hin zeytinyağıyla yoğrulmuş onda üç efa ince un sun.
Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:
am sabbattag aber zwei jährige lämmer ohne fehl und zwei zehntel semmelmehl zum speisopfer, mit Öl gemengt, und sein trankopfer.
‹‹ ‹Şabat günü bir yaşında kusursuz iki erkek kuzuyla birlikte tahıl sunusu olarak zeytinyağıyla yoğrulmuş onda iki efa ince un ve onun dökmelik sunusunu sunacaksınız.
Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:
dazu ihr speisopfer: drei zehntel semmelmehl, mit Öl gemengt, zu dem farren, zwei zehntel zu dem widder,
boğayla birlikte tahıl sunusu olarak zeytinyağıyla yoğrulmuş onda üç efa, koçla birlikte onda iki efa, her kuzuyla da onda bir efafö ince un sunacaksınız.
Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:
samt ihrem speisopfer: drei zehntel semmelmehl, mit Öl gemengt, zu einem farren, zwei zehntel zu dem widder,
her boğayla birlikte tahıl sunusu olarak zeytinyağıyla yoğrulmuş onda üç efa, koçla birlikte onda iki efa, her kuzuyla da onda bir efa ince un sunacaksınız;
Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:
und am achten tage soll er zwei lämmer nehmen ohne fehl und ein jähriges schaf ohne fehl und drei zehntel semmelmehl zum speisopfer, mit Öl gemengt, und ein log Öl.
‹‹sekizinci gün kusursuz iki erkek kuzu, bir yaşında kusursuz bir dişi kuzu, tahıl sunusu olarak zeytinyağıyla yoğrulmuş onda üç efa ince un ve bir log zeytinyağı getirecek.
Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:
samt ihrem speisopfer: drei zehntel semmelmehl, mit Öl gemengt, je zu einem der dreizehn farren, zwei zehntel je zu einem widder,
her boğayla birlikte tahıl sunusu olarak zeytinyağıyla yoğrulmuş onda üç efa, her koçla birlikte onda iki efa, her kuzuyla da onda bir efa ince un sunacaksınız.
Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:
dann sollen sie nehmen einen jungen farren und sein speisopfer, semmelmehl, mit Öl gemengt; und einen andern jungen farren sollst du zum sündopfer nehmen.
sonra bir boğa ile tahıl sunusu için zeytinyağıyla yoğrulmuş ince un alsınlar; günah sunusu için sen de başka bir boğa alacaksın.
Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:
meine satzungen sollt ihr halten, daß du dein vieh nicht lassest mit anderlei tier zu schaffen haben und dein feld nicht besäest mit mancherlei samen und kein kleid an dich komme, daß mit wolle und leinen gemengt ist.
‹‹ ‹kurallarımı uygulayın. farklı cinsten iki hayvanı çiftleştirme. tarlana iki çeşit tohum ekme. Üzerine iki tür iplikle dokunmuş giysi giyme.
Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:
und ich sah wie ein gläsernes meer, mit feuer gemengt; und die den sieg behalten hatten an dem tier und seinem bild und seinem malzeichen und seines namens zahl, standen an dem gläsernen meer und hatten harfen gottes
ateşle karışık camdan deniz gibi bir şey gördüm. canavara, heykeline ve adını simgeleyen sayıya karşı zafer kazananlar, ellerinde tanrının verdiği lirlerle cam denizin üzerinde durmuşlardı.
Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:
ist er aber arm und erwirbt mit seiner hand nicht so viel, so nehme er ein lamm zum schuldopfer, zu weben, zu seiner versöhnung und ein zehntel semmelmehl, mit Öl gemengt, zum speisopfer, und ein log Öl
‹‹eğer kişi yoksulsa ve bunları alacak gücü yoksa, arınmak üzere sallamalık suç sunusu olarak bir erkek kuzu, tahıl sunusu olarak zeytinyağıyla yoğrulmuş onda bir efa ince un ve bir log zeytinyağı alacak.
Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:
seine gabe war eine silberne schüssel, hundertdreißig lot schwer, eine silberne schale, siebzig lot schwer nach dem lot des heiligtums, beide voll semmelmehl, mit Öl gemengt, zum speisopfer;
getirdiği armağanlar şunlardı: 130 kutsal yerin şekeli ağırlığında gümüş bir tabak, yetmiş şekel ağırlığında gümüş bir çanak -ikisi de tahıl sunusu için zeytinyağıyla yoğrulmuş ince un doluydu-
Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 11
Quality:
du sollst nicht anziehen ein gemengtes kleid, von wolle und leinen zugleich.
‹‹yünle ketenden dokunmuş karışık kumaştan giysi giymeyeceksin.
Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality: