Results for oder spreitz deine beine für mich translation from German to Turkish

das ist nichts für mich.
bu benim için hiçbir şey.

bestimme für mich eine aya!"
(oğlum olacağına dair) bana bir alamet göster, dedi.

das klingt sehr ansprechend für mich
that sounds very appealing to me.

das problem war zu viel für mich.
problem benim için çok fazlaydı.

englisch ist nicht einfach für mich.
İngilizce benim için kolay değil.

diese schuhe sind ausreichend groß für mich.
bu ayakkabılar benim için yeterince büyük.

dieses buch ist für mich sehr schwer verständlich.
bu kitap benim anlamam için çok zor.

aber für mich persönlich ist es ein wunderbares gerät.
deneyimsiz fotoğrafseverler kameranın sunduğu çekim olanakların tümünden yararlanamayacaklardır.

dieser stein ist für mich zu schwer zu bewegen.
bu taş benim hareket ettiremeyeceğim kadar çok ağır.

ich weiß nicht, ob er das für mich getan hätte.
onu benim için yapıp yapmadığını bilmiyorum.

ich glaube, es ist zeit für mich, den fernseher auszumachen.
sanırım tv'i kapatmamın zamanıdır.

es ist schwer für mich, mit meinem kleinen einkommen zu leben.
bu küçük gelirle yaşamak benim için zor.

diese sind gewiß feinde für mich, außer dem herrn aller schöpfung,
"hep onlar benim düşmanımdır; ancak âlemlerin rabbi (benim dostumdur)"

wenn gott für mich schaden will, können sie denn seinen schaden beheben?
allah bana bir zarar vermek istese, o'nun vereceği zararı uzaklaştırabilirler mi?

sag: ich verlange von euch (für mich selbst) keinen lohn dafür.
de ki, "ben görevime karşılık sizden herhangi bir ücret istemiyorum.

und vornan auf allen straßen bautest du deine altäre und machtest deine schöne zu eitel greuel; du spreiztest deine beine gegen alle, so vorübergingen, und triebst große hurerei.
her yolun başına kendin için yüksek tapınma yerleri kurdun, güzelliğini kirlettin, her geçene kendini teslim ettin, fahişeliklerini artırdın.

und pharao sagte: "haman! laß für mich einen turm errichten, vielleicht erreiche ich die wege -
-firavun: “haman! benim için bir kule inşa et, dedi,umarım ki böylece yükselebillir, göklere yol bulur da mûsâ'nın tanrısına ulaşırım.gerçi ben onun yalancı olduğunu zannediyorum ya, (neyse!)”İşte böylece, firavun’un kötü gidişatı kendisine cazip göründü ve yoldan çıkarıldı.sonuç itibariyle firavunun hilesi ve düzeni de tamamen boşa çıktı [28,38]

und ganz israel versammelte sich zu david gen hebron und sprach: siehe, wir sind dein bein und dein fleisch.
İsraillilerin tümü hevronda bulunan davuta gelip şöyle dediler: ‹‹biz senin etin, kemiğiniz.