Results for non farti rubare la speranza translation from Italian to Turkish

Computer translation

Trying to learn how to translate from the human translation examples.

Italian

Turkish

Info

Italian

non farti rubare la speranza

Turkish

 

From: Machine Translation
Suggest a better translation
Quality:

Human contributions

From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.

Add a translation

Italian

Turkish

Info

Italian

perché il povero non sarà dimenticato, la speranza degli afflitti non resterà delusa

Turkish

huzurunda yargılansın uluslar!

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

non ti affliggere per loro e non farti angosciare dalle loro trame.

Turkish

onlar için hüzne kapılma ve kurmakta oldukları hileli-düzenlerden dolayı sıkıntıya düşme.

Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

la brama dei giusti è solo il bene, la speranza degli empi svanisce

Turkish

kötülerin umutlarıysa gazapla.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

tale il destino di chi dimentica dio, così svanisce la speranza dell'empio

Turkish

tanrısız insanın umudu böyle yok olur.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

l'attesa dei giusti finirà in gioia, ma la speranza degli empi svanirà

Turkish

kötünün beklentileriyse boşa çıkar.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

perché giustificati dalla sua grazia diventassimo eredi, secondo la speranza, della vita eterna

Turkish

Öyle ki, onun lütfuyla aklanmış olarak umut içinde sonsuz yaşamın mirasçıları olalım.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

ma paolo gli gridò forte: «non farti del male, siamo tutti qui»

Turkish

ama pavlus yüksek sesle, ‹‹canına kıyma, hepimiz buradayız!›› diye seslendi.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

nutrendo in dio la speranza, condivisa pure da costoro, che ci sarà una risurrezione dei giusti e degli ingiusti

Turkish

aynı bu adamların kabul ettiği gibi, hem doğru kişilerin hem doğru olmayanların ölümden dirileceğine dair tanrıya umut bağladım.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

quando persero la speranza [di riaverlo], discussero [tra loro] in segreto.

Turkish

ne zaman ki, onlar, onu kurtarmaktan ümit kestiler, o zaman fısıldaşarak oradan uzaklaştılar.

Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

da quella morte però egli ci ha liberato e ci libererà, per la speranza che abbiamo riposto in lui, che ci libererà ancora

Turkish

tanrı bizi böylesine büyük bir ölüm tehlikesinden kurtardı; daha da kurtaracaktır. umudumuzu ona bağladık. siz de dualarınızla bize yardım ettikçe, bizi yine kurtaracaktır. Öyle ki, birçok kişinin dualarıyla bize sağlanan lütuftan ötürü birçoklarının ağzından bizim için şükranlar sunulsun.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

quando poi i messaggeri stavano per perdere la speranza, ritenendo che sarebbero passati per bugiardi, ecco che giunse il nostro soccorso.

Turkish

(bir süre serbest bırakılmalarına aldanmasınlar. kendilerinden önce gelenlere de öyle fırsat verilmişti.

Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

ma vedendo i padroni che era partita anche la speranza del loro guadagno, presero paolo e sila e li trascinarono nella piazza principale davanti ai capi della città

Turkish

kızın efendileri, kazanç umutlarının yok olduğunu görünce pavlusla silası yakalayıp çarşı meydanına, yetkililerin önüne sürüklediler.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

la speranza poi non delude, perché l'amore di dio è stato riversato nei nostri cuori per mezzo dello spirito santo che ci è stato dato

Turkish

umut düş kırıklığına uğratmaz. Çünkü bize verilen kutsal ruh aracılığıyla tanrının sevgisi yüreklerimize dökülmüştür.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

la tua pazienza [non viene da altri] se non da allah. non ti affliggere per loro e non farti angosciare dalle loro trame.

Turkish

senin sabrın da ancak allah'ın yardımı iledir.kâfirlerin yüz çevirmelerinden mahzun olma, yaptıkları hilelerden dolayı da telaş edip darlanma. [9,40]

Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

né ci vantiamo indebitamente di fatiche altrui, ma abbiamo la speranza, col crescere della vostra fede, di crescere ancora nella vostra considerazione, secondo la nostra misura

Turkish

başkalarının emeğiyle övünüp haddimizi aşmayız. umudumuz odur ki, sizin imanınız büyüdükçe sayenizde etkinlik alanımız alabildiğine genişleyecek.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

sii paziente! la tua pazienza [non viene da altri] se non da allah. non ti affliggere per loro e non farti angosciare dalle loro trame.

Turkish

sabret, senin sabrın ancak allah'ın yardımıyladır; onlara üzülme, kurdukları düzenlerden de endişe etme.

Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

o credenti, non prendetevi per alleati gente contro la quale allah è adirato e che non hanno la speranza dell'altra vita, come i miscredenti che disperano [di rivedere] la gente delle tombe.

Turkish

ey iman edenler! allah'ın kendilerine gazab ettiği bir güruhu dost edinmeyin.onlar ki ölüp kabre giren bir kâfir nasıl âhiret mutluluğundan ümidini kesmişse, kendileri de âhiretten öyle ümitlerini kesmişlerdir.

Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

quando poi i messaggeri stavano per perdere la speranza, ritenendo che sarebbero passati per bugiardi, ecco che giunse il nostro soccorso. abbiamo salvato quelli che abbiamo voluto, ché la nostra severità non sarà allontanata dagli empi.

Turkish

nihayet peygamberleri (onların iman etmelerinden) ümit kesecek hale gelince ve kendilerinin yalancı durumuna düştüklerini sanınca, onlara yardımımız geldi, yetişti; dilediklerimiz kurtarıldı. suçlular topluluğundan bizim azabımız geri çevrilemez.

Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

essa infatti è stata sottomessa alla caducità - non per suo volere, ma per volere di colui che l'ha sottomessa - e nutre la speranz

Turkish

Çünkü yaratılış amaçsızlığa teslim edildi. bu da yaratılışın isteğiyle değil, onu amaçsızlığa teslim eden tanrının isteğiyle oldu. Çünkü yaratılışın, yozlaşmaya köle olmaktan kurtarılıp tanrı çocuklarının yüce özgürlüğüne kavuşturulması umudu vardı.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

nessuno scamperà né sfuggirà fra il resto di giuda che è venuto a dimorare qui nel paese d'egitto con la speranza di tornare nella terra di giuda, dove essi desiderano ritornare ad abitare; essi non vi ritorneranno mai, eccettuati pochi fuggiaschi»

Turkish

yerleşmek için mısıra gelen yahuda halkının sağ kalanlarından hiçbiri kurtulmayacak, hiç kimse sağ kalıp yahudaya dönmeyecek. yerleşmek üzere oraya dönmek isteseler de, kaçıp kurtulan birkaç kişi dışında dönen olmayacak.››

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Some human translations with low relevance have been hidden.
Show low-relevance results.

Get a better translation with
8,028,909,415 human contributions

Users are now asking for help:



We use cookies to enhance your experience. By continuing to visit this site you agree to our use of cookies. Learn more. OK