Trying to learn how to translate from the human translation examples.
From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
dicono la stupenda tua potenza e parlano della tua grandezza
ben de senin büyüklüğünü duyuracağım.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
scherniscono e parlano con malizia, minacciano dall'alto con prepotenza
tepeden bakar, baskıyla tehdit ederler.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
hanno bocca e non parlano; hanno occhi e non vedono
gözleri var, görmezler,
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
anche quelli che non conoscono nulla, parlano alla stessa maniera.
bilgisizler de tıpkı onların söylediklerini söylemiştir.
Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:
contro di me parlano i miei nemici, coloro che mi spiano congiurano insieme
beni öldürmek isteyenler birbirine danışıyor,
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
poiché essi non parlano di pace, contro gli umili della terra tramano inganni
kurnazca düzen kurarlar ülkenin sakin insanlarına.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
fecero un voltafaccia [e dissero]: “ben sai, che essi non parlano!”.
fakat bunu dışa vurmayıp sonra yine önceki görüşlerine dönüp İbrâhim'e: “bunların konuşmadıklarını sen de pek iyi bilirsin!” dediler.
Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:
quando li vedi, sei ammirato dalla loro prestanza; se parlano, ascolti le loro parole.
onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin.
Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:
poiché con inganno parlano come profeti a voi in mio nome; io non li ho inviati. oracolo del signore
Çünkü onlar adımı kullanarak size yalan peygamberlik ediyorlar. onları ben göndermedim.›› rab böyle diyor.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
erano stupefatti e fuori di sé per lo stupore dicevano: «costoro che parlano non sono forse tutti galilei
hayret ve şaşkınlık içinde, ‹‹bakın, bu konuşanların hepsi celileli değil mi?›› diye sordular.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
quando li vedi, sei ammirato dalla loro prestanza; se parlano, ascolti le loro parole. sono come tronchi appoggiati.
onları gördüğün zaman cisimleri hoşuna gider (çünkü gösterişli adamlardır,) konuşsalar sözlerini dinlersin, onlar dayatılmış odunlar gibidirler.
Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:
le informazioni provenienti da alcuni paesi, supportate anche da altri dati indicatori, parlano di un aumento del consumo problematico di oppiacei a partire dalla metà degli anni novanta (grafico 9), nonostante negli ultimi anni il fenomeno appaia essersi stabilizzato o aver perso terreno.
bazı ülkelerden elde edilen, başka belirleyici verilerle desteklenen raporlar sorunlu opioid kullanımının 1990’ların ortalarından sonlarına kadar artmaya devam ettiğine (Şekil 9) ama daha yakın yıllarda dengelenmiş veya düşmüş gibi göründüğüne işaret etmektedir.
Last Update: 2014-02-06
Usage Frequency: 1
Quality: