Results for prizren translation from Serbian to Turkish

eklektički prizren: „svačiji grad“
eklektik prizren: "herkesin şehri"

prizren ima oko 170.000 stanovnika, uglavnom albanaca.
prizren, çoğu arnavut olmak üzere 170 bin civarında bir nüfusa sahip.

amza je došao u prizren pre 28 godina iz dragaša.
amza, prizren’e 28 yıl önce dragaş’tan gelmiş.

najpogođeniji ovom neizvesnošću su peć, gnjilane, prizren i priština.
belirsizlikten en çok etkilenen bölgeler pec, gnjilane, prizren ve priştine.

prizren je poznat po svojim filigranskim rukotvorinama. [linda karadaku]
prizren filigran el sanatlarıyla tanınıyor. [linda karadaku]

u okviru konferencije biće organizovana ekskurzija u prizren, grad koji krije razne atrakcije.
konferans kapsamında, oldukça cazip unsurları içinde barındıran prizren kentine bir gezi de yapılacak.

prizren, istorijski grad na kosovu, ostaje kulturno i etnički najheterogenija opština u pokrajini.
kosova'nın tarihi kentlerinden biri olan prizren, eyaletin kültürel ve etnik açıdan en zengin belediyesi olmayı sürdürüyor.

međunarodnog festivala kulture i umetnosti side, a prizren, na kosovu, priprema se za dokufest.
side uluslararası kültür ve sanat festivali'ne ev sahipliği yaptı ve kosova'nın prizren kenti dokufest'e hazırlanıyor.

japan je dao 4,83 miliona evra za unapređivanje upravljanja smećem u kosovskim opštinama priština i prizren.
japonya, kosova'nın priştine ve prizren belediyelerinin atık yönetiminin iyileştirilmesine 4,83 milyon avroluk bağışta bulundu.

"prizren je pre mnogo godina bio prestonica kosova", kaže ruždi mućaj koji živi u obližnjoj koriši.
yakınlardaki korişa kasabasında yaşayan ruşdi mukay, "prizren yıllarca önce kosova'nın başkentiydi." diyor.

grad je administrativno sedište opštine prizren koja ima otprilike 221.000 stanovnika, kako u samom gradu tako i u 76 sela koja su deo opštine.
kent, hem içinde hem de belediyeye bağlı 76 köyde yaşayan yaklaşık 221 bin kişinin yaşadığı prizren belediyesinin idari başkenti.

"verujemo u naše vlasti i mislimo da će posle određivanja konačnog statusa prizren postati kao priština", kaže nastavnik naim gaši.
okul öğretmeni naim gaşi, "yetkililere güveniyoruz ve nihai statü belirlendikten sonra prizren'in de priştine gibi olacağını düşünüyoruz." diyor.

„prizren je ujedinjen grad, svačiji grad“, kaže dili dok služi goste u kafiću punom albanaca, bošnjaka i turaka.
etnik arnavut, boşnak ve türklerle dolu kafede servis yapan dili, "prizren birlik içinde bir kent. burası herkesin şehri”, diyor.

nedavno je diplomirao na univerzitetu u turskoj i vratio se u rodni grad, gde turska zajednica ima značajan uticaj. dvadesetčetvorogodišnji arhitekta smatra da je prizren tradicionalan grad koji je uspeo da sačuva svoj identitet.
kısa bir süre önce türkiye’deki bir üniversiteden mezun olan shekaxhiu, mezuniyetinin ardından türk nüfusun hakim olduğu memleketine geri dönmüş. 24 yaşındaki mimara göre prizren, kimliğini korumayı başarmış, geleneksel bir kent.

grad prizren na kosovu biće domaćin sedmog dokufesta, kosovskog međunarodnog festivala dokumentarnog i kratkog filma, koji počinje u ponedeljak (4. avgust).
kosova'nın prizren kenti, 4 ağustos pazartesi gününden itibaren kosova'nın uluslararası belgesel ve kısa film festivali dokufest'in yedincisine ev sahipliği yapacak.

međutim, to neće važiti za turski jezik na mestima kao što su prizren, priština, gnjilane, mitrovica, vučitrn i tako dalje", ukazuje ta manjinska zajednica.
ama prizren, priştine, gilan, mitrovica, vuşttri, vb. gibi yerlerde türkçe böyle olmayacak." diyor.

na raskršću glavnih trgovačkih puteva -- od dubrovnika u hrvatskoj do skadra u albaniji, i od skoplja u makedoniji do niša u srbiji -- prizren je dominirao na filigranskom tržištu i postao je jedan od najvećih centara tih umetnina na balkanu.
hırvatistan'ın dubrovnik kentinden arnavutluk'un shkodra kentine ve makedonya'nın başkenti Üsküp'ten sırbistan'ın nis kentine uzanan başlıca ticaret yolları üzerinde yer alan prizren, filigran piyasasında baskın konuma ve balkanlar'ın zanaatkarlıkta en önemli kavşaklarından biri haline gelmiş durumda.