From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
Çorba yenmek üzere boşaltıldı. ama adamlar çorbayı tadar tatmaz, ‹‹ey tanrı adamı, zehirli bu!›› diye bağırdılar ve yiyemediler.
وصبوا للقوم ليأكلوا. وفيما هم يأكلون من السليقة صرخوا وقالوا في القدر موت يا رجل الله. ولم يستطيعوا ان ياكلوا.
elişa gilgala döndü. Ülkede kıtlık vardı. elişa bir peygamber topluluğuyla otururken uşağına, ‹‹büyük tencereyi ateşe koy, peygamberlere çorba pişir›› dedi.
ورجع اليشع الى الجلجال. وكان جوع في الارض وكان بنو الانبياء جلوسا امامه. فقال لغلامه ضع القدر الكبيرة واسلق سليقة لبني الانبياء.