Results for gözleri vardı translation from Turkish to English

tom'un büyük mavi gözleri vardı.
tom had big blue eyes.

mavi gözleri var.
he has blue eyes.

kahverengi gözleri var.
she has brown eyes.

gözleri var, görmezler,
they have mouths, but they speak not; eyes have they, but they see not;

onun güzel gözleri var.
she has beautiful eyes.

tom'un mavi gözleri var.
tom has blue eyes.

baykuşların büyük gözleri var.
owls have big eyes.

maria'nın mavi gözleri var.
maria has blue eyes.

bu bebeğin büyük gözleri var.
this doll has big eyes.

mayuko'nun keskin gözleri var.
mayuko has sharp eyes.

gözleri vardır, fakat onlarla görmezler.
they have eyes with which they do not see.

tom'un dalgalı kahverengi saçı ve mavi gözleri var.
tom has wavy brown hair and blue eyes.

o parmaklıkların arasında şimdiye kadar gördüğüm en hüzünlü gözler vardı.
and in between those slits were the saddest eyes i've ever seen.

gözleri vardır, fakat onlarla görmezler. kulakları vardır, fakat onlarla işitmezler.
these are as the cattle - nay, but they are worse!

gözleri vardır, karanlık ve aydınlık arasındaki farkı idrak edebilirler... ...fakat çoğunlukla kokuyla çalışırlar.
they have eyes, they can distinguish between light and dark, but they mostly work by smell.

kalpleri var, fakat kavrayamazlar; gözleri var, fakat görmezler; kulakları var, fakat işitmezler.
they have hearts but do not understand, eyes but do not see. they have ears but do not hear.

‹‹İnsanoğlu, asi bir halkın arasında yaşıyorsun. gözleri varken görmüyor, kulakları varken işitmiyorlar. Çünkü bu halk asidir.
son of man, thou dwellest in the midst of a rebellious house, which have eyes to see, and see not; they have ears to hear, and hear not: for they are a rebellious house.

kalpleri var bunların, onlarla anlamazlar; gözleri var bunların, onlarla görmezler; kulakları var bunların, onlarla işitmezler.
they have eyes with which they do not see. they have ears with which they do not hear.

İnsanlardan ve cinlerden çok sayıda kişiyi cehenneme mahkum ettik. kalpleri var, fakat kavrayamazlar; gözleri var, fakat görmezler; kulakları var, fakat işitmezler.
already have we urged unto hell many of the jinn and humankind, having hearts wherewith they understand not, and having eyes wherewith they see not, and having ears wherewith they hear not.

Çok güzel gözlerin var.
you have gorgeous eyes.