Results for rüzgarlı translation from Turkish to English

hava rüzgarlı.
it's windy.

bugün rüzgarlı.
it's windy today.

hava rüzgarlı mı?
is it windy?

bugün hava rüzgarlı.
it is windy today.

rüzgarlı almadığı sürece olur.
it's ok as long as it doesn't get windy.

bugün rüzgarlı, değil mi?
it's windy today, isn't it?

yoğun rüzgarlı karweather condition
heavy blowing snow

hava bugün dünkünden daha rüzgarlı.
it's windier today than it was yesterday.

bugün ne kadar da rüzgarlı!
how windy it is today!

bugün hava rüzgarlı, değil mi?
it is windy today, isn't it?

hava çok rüzgarlı ve saçım dağıldı.
it's very windy and my hair got messed up.

bu sabah hava rüzgarlı, değil mi?
windy this morning, isn't it?

güneşli bir gündü ve rüzgarlı bir geceydi.
it was a sunny day and a windy night.

dünyadaki en soğuk, yüksek, rüzgarlı ve kuru kıta.
it's the coldest, highest, windiest and driest continent on earth.

yüksek rüzgarlı ortamlarda köprü tabliyelerinin üç versiyonunun stabilite sınırını değerlendirmek,
assess the stability limit of three versions of bridge decks in high wind events,

bu işlem ideal olarak geceleyin aynı sıcaklıkta ve düşük rüzgarlı havalarda gerçekleştirilecektir.
this work should be conducted during a period of uniform temperature and low wind, ideally at night.

Ülkenin doğu kesimlerinde, yılın 130 ila 170 günü saniyede 3,5 metrelik ortalama rüzgar hızıyla rüzgarlı geçiyor.
in the country's eastern parts, 130 to 170 days per year are windy, with wind speed averaging 3.5m per second.

bir adım öne taşırsak, eğer o şeritleri bir sepet gibi örerseniz, şeklini koruyan bir levha yapabilirsiniz ve böylece onu bir kumaşın içine yerleştirerek piknik masasını saran bir örtü yapabilirsiniz, bu sayede rüzgarlı bir günde örtünüz uçup gitmeyecektir.
taking it a little further, if you wove those strips together -- kind of like a little basket -- you could make a shape-retaining sheet, and then you could embed it in a cloth: so you could make a picnic sheet that wraps around the table, so that way on a windy day it wouldn't blow away.

benimle dünyanın dibine yolculuk edin, antarktika'ya, en yüksek, en kuru, en rüzgarlı ve evet dünyanın en soğuk bölgesine -- sahra'dan daha kuru ve bazı kısımlarında mars'tan daha soğuk.
come with me to the bottom of the world, antarctica, the highest, driest, windiest, and yes, coldest region on earth -- more arid than the sahara and, in parts, colder than mars.