Results for soyluyor translation from Turkish to English

bu da onemli bir sey oldugunu soyluyor.
that tells you something really important.

rusya'da yaşayan pek çok sırp, markoviç'in bu ülkede yaşadığını soyluyor.
several serbs living in russia have also said she is there.

onun amino asitlerinin kimyasal sirasi ona "iste kabugu bu sekilde yapacaksin" diye soyluyor.
it has the chemical sequences of amino acids, which says, "this is how to build the structure.

hastanin daha once grip olduğunun testler tarafından da doğrulanmasına karşın, doktorlar sonrasında gelişen zaturrenin bundan kaynaklanmadığıni soyluyor.
tests have confirmed that the man has had a flu, but doctors said it was not the cause of the pneumonia he developed subsequently.

yine de uzmanlar, bu tip yeraltı faaliyetlerinin son derece gizli şekilde yürütülmesi nedeniyle tahmini rakamlara tam olarak güvenilemeyeceğini soyluyor.
experts admit, though, that the estimates could be unreliable, given the clandestine nature of this underground activity.

beklendigi uzere, dunyanin her yanindaki insanlar istedikleri seyin kendileri, aileleri, cocuklari bagli olduklari topluluklari icin mutluluk oldugunu soyluyor.
and unsurprisingly, people all around the world say that what they want is happiness, for themselves, for their families, their children, their communities.

bazilari, yaklaşımını fazla otoriter olmakla eleştirirken, kimileri de steiner'ın açık sözlü, bağımsız ve dikkatli biri olduğunu soyluyor.
while some have criticised his approach as too autocratic, others have praised him for being straightforward, independent and rigorous.

"profesörlerle ilişkiler daha yakın ve dostça; adlarımızı bile biliyorlar," diyen sanat tarihi ve arapça birinci sınıf öğrencisi 20 yaşındaki haris dervişeviç, hukuk veya ekonomi bölümlerindeki öğrencilerin profesörlerine hala yabancı kaldıklarını soyluyor.
"the relationship with the professors is closer and friendlier -- they even know our names," said haris dervisevic, 20, a first-year student in art history and arabic, adding that students in the law or economics departments, for example, remain anonymous to their professors.