From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
halbuki bu dünya hayatında onların maişetlerini aralarında taksim eden, bir kısmının diğer kısmını çalıştırması için, kimini kimine üstün kılan biziz.
wir haben doch unter ihnen ihren lebensunterhalt im diesseitigen leben verteilt und die einen von ihnen über die anderen um rangstufen erhöht, damit die einen von ihnen die anderen in ihren dienst nehmen.
miras taksim edilirken varis olmayan akrabalar, yetimler, fakirler de orada bulunuyorlarsa, onlara da bir şey verin ve gönüllerini alacak tatlı sözler de söyleyin.
und sollten verwandte, bedürftige und arme bei der aufteilung (des nachlasses) anwesend sein, so gebt ihnen davon und sagt ihnen ein gütiges wort!
dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz taksim ettik; birbirlerine iş gördürmeleri için kimini kimine derecelerle üstün kıldık; rabbinin rahmeti, onların biriktirdikleri şeylerden daha iyidir.
und wir erhöhten die einen von ihnen über die anderen um stellungen, damit die einen von ihnen die anderen zu beschäftigten nehmen. doch die gnade deines herrn ist besser als das, was sie anhäufen.
bundan fazla iseler, üçte bire ortaktırlar. (bu taksim) zarar verici olmayan vasiyyet ve borçtan sonra (uygulanır).
sind es mehr, dann teilen sie sich in ein drittel, und zwar nach berücksichtigung eines testamentes, das er etwa gemacht hat, oder einer (bestehenden) schuld. es soll kein schaden zugefügt werden.