Results for yabancı translation from Turkish to Latin

yabancı
allophylus

bir yabancı, atalarım gibi.
tu autem domine ne longe facias miserationes tuas a me misericordia tua et veritas tua semper susceperunt m

yanında yabancı ilah yoktu.
dominus solus dux eius fuit et non erat cum eo deus alienu

aralarına henüz yabancı girmemişti.
quibus solis data est terra et non transibit alienus per eo

kendi dudakların değil, yabancı övsün.
laudet te alienus et non os tuum extraneus et non labia tu

yakupun soyu yabancı dil konuşan bir halktan ayrıldığında,
alleluia dilexi quoniam exaudiet dominus vocem orationis mea

arabistan krallarına, çölde yaşayan yabancı halkın krallarına;
et cunctis regibus arabiae et cunctis regibus occidentis qui habitant in desert

yaptığınız kötülükler yüzünden bir zamanlar düşüncelerinizde tanrıya yabancı ve düşmandınız.
et vos cum essetis aliquando alienati et inimici sensu in operibus mali

birinci ayın birinci günü yabancı kadınlarla evlenen bütün erkeklerin durumunu incelemeyi bitirdiler.
et consummati sunt omnes viri qui duxerant uxores alienigenas usque ad diem primam mensis prim

Ülkede doğan için de, aranızda yaşayan yabancı için de aynı kural geçerlidir.››
eadem lex erit indigenae et colono qui peregrinatur apud vo

yanında çalışan bir işçi ya da yabancı gibi davranacaksın ona. Özgürlük yılına dek yanında çalışacak.
sed quasi mercennarius et colonus erit usque ad annum iobeleum operabitur apud t

sonra aralarındaki yabancı putları atıp rabbe tapındılar. rab de onların daha fazla acı çekmesine dayanamadı.
quae dicentes omnia de finibus suis alienorum deorum idola proiecerunt et servierunt deo qui doluit super miseriis eoru

‹‹kulağımıza yabancı gelen bazı konulardan söz ediyorsun. bunların anlamını öğrenmek isteriz.››
nova enim quaedam infers auribus nostris volumus ergo scire quidnam velint haec ess

yabancı ilahların sunaklarını, puta tapılan yerleri kaldırdı. dikili taşları parçaladı, aşera putlarını devirdi.
et confregit statuas lucosque succidi

o zaman mesihsiz, İsrailde vatandaşlıktan yoksun, vaade dayanan antlaşmalara yabancı, dünyada umutsuz ve tanrısızdınız.
quia eratis illo in tempore sine christo alienati a conversatione israhel et hospites testamentorum promissionis spem non habentes et sine deo in mund

yabancı hangi oymağa yerleşmişse, orada ona düşen payı mülk olarak vereceksiniz.›› egemen rab böyle diyor.
in tribu autem quacumque fuerit advena ibi dabitis possessionem illi ait dominus deu

böylece herkes yabancı ilahlarını, kulaklarındaki küpeleri yakupa verdi. yakup bunları Şekem yakınlarında bir yabanıl fıstık ağacının altına gömdü.
dederunt ergo ei omnes deos alienos quos habebant et inaures quae erant in auribus eorum at ille infodit ea subter terebinthum quae est post urbem syche

rab musayla haruna şöyle dedi: ‹‹fısıh bayramının kuralları şunlardır: hiçbir yabancı fısıh etini yemeyecek.
dixitque dominus ad mosen et aaron haec est religio phase omnis alienigena non comedet ex e

kâhinlerin soyundan gelip yabancı kadınlarla evlenenler şunlardı: yosadak oğlu yeşunun oğullarından ve kardeşlerinin soyundan maaseya, eliezer, yariv, gedalya.
et inventi sunt de filiis sacerdotum qui duxerant uxores alienigenas de filiis iosue filii iosedech et fratres eius maasia et eliezer et iarib et godoli

kâhin ezra kalkıp, ‹‹siz tanrıya ihanet ettiniz›› dedi, ‹‹yabancı kadınlarla evlendiniz. İsrailin suçuna suç kattınız.
et surrexit ezras sacerdos et dixit ad eos vos transgressi estis et duxistis uxores alienigenas ut adderetis super delictum israhe