Vous avez cherché: do you remember when we walked in the rain (Anglais - Turc)

do you remember the day when we met first?
İlk tanıştığımız günü hatırlıyor musun?

do you remember?
hatırlıyor musun?

do you remember the day when we first met dick?
dick ile ilk karşılaştığımız günü hatırlıyor musun?

can you still remember when we first met?
İlk defa ne zaman karşılaştığımızı hâlâ hatırlayabiliyor musun?

do you remember the day when you and i first met?
senle benim ilk buluştuğumuz günü hatırlıyor musun?

and i said, "do you remember when we were in college and really wild and kind of dumb?"
dedim ki, "Üniversitede olduğumuz zamanları çok çılgın ve biraz da salak olduğumuz zamanları hatırlıyor musun?"

she was about to call him up when he walked in the door.
o, kapıdan içeri girdiğinde o, onu aramak üzereydi.

can you remember when tom joined our company?
tom'un şirketimize ne zaman katıldığını hatırlayabiliyor musun?

remember when we inspired your mother with a certain inspiration
"hani annene şu vahyi vahyetmiştik:"

and (remember) when we said to the angels: "prostrate unto adam."
(yine unutma ki) bir vakit meleklere: "Âdem'e secde edin" demiştik.

do you remember when lights used to just go on and off, click click, when you closed the door in a car?
işıkların yanıp söndüğünü hatırlar mısınız? klik, klik, arabanın kapısını kapattığınızda.

and (remember) when we said to the angels: "prostrate yourselves to adam."
bir zaman biz meleklere: Âdem'e secde edin! demiştik.

remember when we said, "enter this land and eat freely wherever you will.
"bu şehre girin. orada dilediğiniz yerden bol bol yiyin.

and (remember) when we said to the angels: "prostrate yourselves before adam.".
hani biz meleklere (ve cinlere): Âdem'e secde edin, demiştik.

do you remember when they threw the coke bottle out of the airplane, and it landed on the ground, and it didn't break?
kola şişesini uçaktan fırlattıklarında şişenin yere düştüğünü ve kırılmadığını hatırlıyor musunuz?

(remember) when we made a covenant with the children of israel, you shall worship none except allah.
bir vakit İsrailoğullarından söz alıp: “allah'tan başkasına ibadet etmeyin!

and (remember) when we said unto the angels: fall prostrate before adam, and they fell prostrate, all save iblis.
hani bir zaman biz meleklere: “Âdem'e secde edin!” deyince, onlar da derhal secdeye kapanmışlardı. ne var ki İblis eğilmemişti.

co: we walked up to the church because we heard that they had hot meals, but when we arrived we found problems.
co: biz de kiliseye doğru yol aldık çünkü orada sıcak yemekler olduğunu duyduk, ancak vardığımızda, sorunlarla karşılaştık.

he said, “do you remember when we rested by the rock? i forgot about the fish. it was only the devil who made me forget it. and so it found its way to the river, amazingly.”
arkadaşı, gördün mü dedi, kayanın üstünde oturduğumuz zaman balığı unutmuştum; onu bana unutturan ve sana söylememe mani olan da ancak Şeytan'dır; balık, şaşılacak bir surette denizde bir yoldur tuttu, dalıp gitti.

and (remember) when we said to the angels: "prostrate unto adam." they prostrated except iblis (satan).
meleklere, "adem'e secde edin!," dediğimizde, İblis hariç hepsi secde ettiler.