Vous avez cherché: get the card i will send you my legs (Anglais - Turc)

you send me the card i come to you honey
seni çıplak görmek istiyorum

i will send you a copy of this picture as soon as i can.
elimden geldiğince kısa sürede sana bu resmin bir kopyasını göndereceğim.

he will send you abundant rain from the sky,
"(Öyle yapın ki,) Üzerinize gökten sağanak (bol miktarda yağmur) yağdırsın."

i will send them a gift and then see with what answer my envoys return."
"ben onlara bir hediye göndereyim de, bir bakayım elçiler neyle dönerler."

i am not available right now, i will send it late r
sen benimle seks yapmak ıstıyormusun

he will send you abundant rain from the sky and will increase your power.
Üstünüze gökten sağanak (yağmurlar, bol nimetler) yağdırsın ve gücünüze güç katsın.

i will send them a gift, and see what the envoys bring back.’
"ben onlara bir hediye göndereyim de, bir bakayım elçiler neyle dönerler."

now i will send them a present, and see what the envoys bring back.'
"ben onlara bir hediye göndereyim de, bir bakayım elçiler neyle dönerler."

i will send a gift and we shall see what response the messengers will bring."
"ben onlara bir hediye göndereyim de, bir bakayım elçiler neyle dönerler."

and he said unto me, depart: for i will send thee far hence unto the gentiles.
‹‹rab bana, ‹git› dedi, ‹seni uzaktaki uluslara göndereceğim.› ››

but i will send a fire on the wall of gaza, which shall devour the palaces thereof:
yakıp yok edecek saraylarını.

but i will send them a gift and see what the envoys bring back (in return)."
"ben onlara bir hediye göndereyim de, bir bakayım elçiler neyle dönerler."

but i will send a fire into the house of hazael, which shall devour the palaces of ben-hadad.
yakıp yok edecek ben-hadatın saraylarını.

but indeed, i will send to them a gift and see with what [reply] the messengers will return."
"ben onlara bir hediye göndereyim de, bir bakayım elçiler neyle dönerler."

and i will send hornets before thee, which shall drive out the hivite, the canaanite, and the hittite, from before thee.
hivlileri, kenanlıları, hititleri önünüzden kovmaları için önünüzsıra eşekarısıfü göndereceğim.

if you obey those who disbelieve, they will send you back on your heels, and you will turn back (from faith) as losers.
eğer kafirlere uyarsanız, gerisin geriye (eski dininize) döndürürler de, hüsrana uğrayanların durumuna düşersiniz.