Vous avez cherché: struggle (Anglais - Turc)

struggle
dövüşmek

trust your struggle
vertrauen sie ihrem kampf

tom did not struggle.
tom mücadele etmedi.

tom didn't struggle.
tom mücadele etmedi.

arm in arm for struggle.
mücadaleye karşı kol kola.

poverty, despair, struggle.
yoksulluk, çaresizlik, mücadele.

serbs struggle to make ends meet
sırplar geçinme derdinde

in a struggle for our planet...
dünya'ya barış amaçlı gelen uzaylılar.

now this is a very complicated struggle.
Şimdi bu çok karmaşık bir mücadele.

why do we struggle with it so much?
neden onunla bu kadar zorlanıyoruz?

and she said, "what's the struggle?"
ve o da "zorlayan nedir?" dedi.

and we struggle with how to deal with them.
ve onlarla nasıl uğraşacağımıza dair zorluk çekiyoruz.

kosovars struggle in face of price hikes
kosovalılar fiyat zamlarıyla mücadele ediyorlar

"there is a power struggle in turkey.
setimes'a konuşan muhabir, "türkiye'de bir iktidar mücadelesi var.

in 1993 they declared the end of the armed struggle.
1993'te silahlı mücadeleye son verdiklerini açıkladılar

and i thought, "well, what's the struggle?"
ben de "niye, zorluk nedir?" diye düşündüm.

it means that studying today is a challenging struggle.
bu da, günümüzde okumanın zor bir mücadele olduğu anlamına gelmektedir.

the power struggle between agrippina and her son had begun.
agrippina ve oğlu arasındaki güç mücadelesi başlamıştı.

"asad: the struggle for peace in the middle east".
"asad: the struggle for peace in the middle east".

"that struggle for the national question i understand and accept.
setimes'a konuşan yusufsipahiç, "ulusal meseleyle ilgili mücadeleyi anlıyor ve kabul ediyorum.