Vous avez cherché: parçalanmış (Turc - Italien)

parçalanmış en yüksek aydınlık değeri olarak; eşik, fark miktarını uygulamalı.
la soglia, come frazione del massimo valore di luminosità, necessaria per applicare la quantità di differenza.

Ölü bulunmuş ya da yabanıl hayvanlar tarafından parçalanmış bir leşi yiyerek kendini kirletmeyecektir. rab benim.
il sacerdote non mangerà carne di bestia morta naturalmente o sbranata, per non rendersi immondo. io sono il signore

eğer kuran ile dağlar yürütülmüş veya yeryüzü parçalanmış yahut ölüler konuşturulmuş olsaydı, kafirler yine de inanmazlardı.
se ci fosse una recitazione che smuovesse le montagne, fendesse la terra e facesse parlare i morti...

kâhinler ölü bulunmuş ya da yabanıl hayvan tarafından parçalanmış hiçbir kuş ya da hayvan yemeyecek.› ››
i sacerdoti non mangeranno la carne di alcun animale morto di morte naturale o sbranato, di uccelli o di altri animali»

eğer onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa, hiç kuşkusuz, iyiyi ve güzeli bulmuş olurlar; eğer sırt dönerlerse artık onlar parçalanmış olurlar.
se crederanno nelle stesse cose in cui voi avete creduto, saranno sulla retta via; se invece volgeranno le spalle, saranno nell'eresia.

kim allah'a ortak koşarsa sanki o, gökten düşüp parçalanmış da kendisini kuşlar kapmış, yahut rüzgar onu uzak bir yere sürüklemiş (bir nesne) gibidir.
chi attribuisce consimili ad allah, è come se fosse precipitato dal cielo, preda di uccelli o del vento che lo scaglia in un luogo lontano.

& parçalama haritası:
mappa adattata: