Hai cercato la traduzione di i promise to be always there for you da Inglese a Turco

i will always be there for you.
senin için hep orada olacağım.

i'm there for you.
senin için oradayım.

i should've been there for you.
senin için orada olmalıydım.

i promise to leave tom alone.
tom'u yalnız bırakmaya söz veriyorum.

or, is there for you a clear warranty
ne o, yoksa sizin açık bir deliliniz mi var?

is that going to be a problem for you?
bu sizin için bir sorun olacak mı?

it doesn't have to be always dissection.
her zaman diseksiyon yapmak zorunda da değiller.

allah hath raised up saul to be a king for you.
Şöyle konuştular: "o bizim üzerimizde nasıl saltanat kurabilir?

it is impossible to be always a hero, but you can always remain a man.
her zaman bir kahraman olmak imkansızdır ama her zaman bir erkek kalabilirsin.

no i can't i need money i promise to send it
no i can’t i need money i promise to send it

you can go out, as long as you promise to be back early.
erken dönmeye söz verdiğin sürece, dışarı çıkabilirsin.

(to be) a provision and benefit for you and your cattle.
bunlar sizin ve hayvanlarınız için geçimliktir.

so, ms pelin. what is the reason for going there for you?
peki, pelin hanım sizin gitmenizdeki neden?

and they say: when is this promise to be fulfilled if ye say sooth?
"doğru söylüyorsanız o söz ne zaman gerçekleşecek?" diyerek meydan okuyorlar.

you can go out, as long as you promise to be back by 11 o'clock.
saat 11'e kadar geri döneceğine söz verdiğin sürece, dışarı çıkabilirsin.

and they say: when is this promise (to be fulfilled) if ye are truthful?
"doğru söylüyorsanız o söz ne zaman gerçekleşecek?" diyerek meydan okuyorlar.

as one woman said, "i’ve got 20 friends in this package of cigarettes, and they’re always there for me and nobody else is.
bir kadın şöyle diyor, 'bir sigara paketinde 20 arkadaşım var, ve onlara ihtiyacım olduğunda kimsenin olmadığı kadar oradalar.

it is not for you to be their guardian.
ama sen onların üzerinde bir vekil değilsin.

there is nothing for you to be angry about.
kızacağınız bir şey yok.

‘it is not for you to be arrogant therein.
senin haddine mi orada büyüklük taslamak!