プロの翻訳者、企業、ウェブページから自由に利用できる翻訳レポジトリまで。
kana batırılmış bir kaftan giymişti. tanrının sözü adıyla anılır.
et il était revêtu d`un vêtement teint de sang. son nom est la parole de dieu.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
uşak tamarı dışarı çıkarıp ardından kapıyı sürgüledi. tamar uzun kollu bir giysi giymişti. kralın erden kızları böyle giyinirlerdi.
elle avait une tunique de plusieurs couleurs; car c`était le vêtement que portaient les filles du roi, aussi longtemps qu`elles étaient vierges. le serviteur d`amnon la mit dehors, et ferma la porte après elle.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
bir gün yarovam yeruşalimin dışına çıktı. yolda Şilolu peygamber ahiya ile karşılaştı. ahiya yeni giysisini giymişti. İkisi kent dışında yalnızdılar.
dans ce temps-là, jéroboam, étant sorti de jérusalem, fut rencontré en chemin par le prophète achija de silo, revêtu d`un manteau neuf. ils étaient tous deux seuls dans les champs.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
givondaki büyük kayanın yanına varınca, amasa onları karşılamaya geldi. yoav savaş giysisini giymişti. giysinin üzerine bir kemer kuşanmış, kemere kınında duran bir kılıç bağlamıştı. yoav ilerlerken kılıç kınından çıktı.
lorsqu`ils furent près de la grande pierre qui est à gabaon, amasa arriva devant eux. joab était ceint d`une épée par-dessus les habits dont il était revêtu; elle était attachée à ses reins dans le fourreau, d`où elle glissa, comme joab s`avançait.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
bundan sonra gördüm ki, her ulustan, her oymaktan, her halktan, her dilden oluşan, kimsenin sayamayacağı kadar büyük bir kalabalık tahtın ve kuzunun önünde duruyordu. hepsi de birer beyaz kaftan giymişti, ellerinde hurma dalları vardı.
après cela, je regardai, et voici, il y avait une grande foule, que personne ne pouvait compter, de toute nation, de toute tribu, de tout peuple, et de toute langue. ils se tenaient devant le trône et devant l`agneau, revêtus de robes blanches, et des palmes dans leurs mains.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質: