Şunu aradınız:: giymişti (Türkçe - Fransızca)

Bilgisayar çevirisi

İnsan çevirisi örneklerinden çeviri yapmayı öğrenmeye çalışıyor.

Turkish

French

Bilgi

Turkish

giymişti

French

 

Kimden: Makine Çevirisi
Daha iyi bir çeviri öner
Kalite:

İnsan katkıları

Profesyonel çevirmenler, işletmeler, web sayfaları ve erişimin serbest olduğu çeviri havuzlarından.

Çeviri ekle

Türkçe

Fransızca

Bilgi

Türkçe

kana batırılmış bir kaftan giymişti. tanrının sözü adıyla anılır.

Fransızca

et il était revêtu d`un vêtement teint de sang. son nom est la parole de dieu.

Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

uşak tamarı dışarı çıkarıp ardından kapıyı sürgüledi. tamar uzun kollu bir giysi giymişti. kralın erden kızları böyle giyinirlerdi.

Fransızca

elle avait une tunique de plusieurs couleurs; car c`était le vêtement que portaient les filles du roi, aussi longtemps qu`elles étaient vierges. le serviteur d`amnon la mit dehors, et ferma la porte après elle.

Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

bir gün yarovam yeruşalimin dışına çıktı. yolda Şilolu peygamber ahiya ile karşılaştı. ahiya yeni giysisini giymişti. İkisi kent dışında yalnızdılar.

Fransızca

dans ce temps-là, jéroboam, étant sorti de jérusalem, fut rencontré en chemin par le prophète achija de silo, revêtu d`un manteau neuf. ils étaient tous deux seuls dans les champs.

Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

givondaki büyük kayanın yanına varınca, amasa onları karşılamaya geldi. yoav savaş giysisini giymişti. giysinin üzerine bir kemer kuşanmış, kemere kınında duran bir kılıç bağlamıştı. yoav ilerlerken kılıç kınından çıktı.

Fransızca

lorsqu`ils furent près de la grande pierre qui est à gabaon, amasa arriva devant eux. joab était ceint d`une épée par-dessus les habits dont il était revêtu; elle était attachée à ses reins dans le fourreau, d`où elle glissa, comme joab s`avançait.

Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

bundan sonra gördüm ki, her ulustan, her oymaktan, her halktan, her dilden oluşan, kimsenin sayamayacağı kadar büyük bir kalabalık tahtın ve kuzunun önünde duruyordu. hepsi de birer beyaz kaftan giymişti, ellerinde hurma dalları vardı.

Fransızca

après cela, je regardai, et voici, il y avait une grande foule, que personne ne pouvait compter, de toute nation, de toute tribu, de tout peuple, et de toute langue. ils se tenaient devant le trône et devant l`agneau, revêtus de robes blanches, et des palmes dans leurs mains.

Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Daha iyi çeviri için
7,773,343,529 insan katkısından yararlanın

Kullanıcılar yardım istiyor:



Deneyiminizi iyileştirmek için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi ziyaret etmeye devam ederek çerezleri kullanmamızı kabul etmiş oluyorsunuz. Daha fazla bilgi edinin. Tamam