검색어: recompensa (스페인어 - 터키어)

recompensa
ödül

recibirán su recompensa y su luz.
onların ecirleri ve nurları vardır.

obtendrán perdón y magnífica recompensa.
bir bağışlanma vardır onlar için, bir büyük ödül vardır.

tendrás, ciertamente, una recompensa ininterrumpida.
doğrusu sana kesintisiz bir ecir vardır.

les habrá preparado una recompensa generosa.
(allah) onlar için cömertçe bir mükafat hazırlamıştır.

anúnciale el perdón y una recompensa generosa.
artık o kimseyi, bağışlanma ve cömertçe verilecek bir ecirle müjdele.

si obedecéis, alá os dará una bella recompensa.
eğer bu sefer itaat ederseniz allah sizi pek güzel bir şekilde ödüllendirir.

alá tiene junto a sí la bella recompensa.
(o) allah, karşılığın (sevabın) en güzeli o'nun katındadır."

si creéis y teméis a alá, tendréis una magnífica recompensa.
eğer iman eder ve sakınırsanız, sizin için büyük bir ecir vardır.

¡qué agradable recompensa y qué bello lugar de descanso!
(bu,) ne güzel sevap ve ne güzel destek.

les habríamos dado entonces, por parte nuestra, una magnífica recompensa
biz de o vakit, onları, katımızdan büyük bir mükafatla mükafatlandırırdık.

quien venga habiendo obrado bien tendrá como recompensa algo aún mejor.
kim bir iyilik getirirse ona ondan daha güzeli vardır.

pero vosotros, esforzaos; no desfallezcan vuestras manos, porque vuestra obra tiene recompensa.
ama siz güçlü olun, cesaretinizi yitirmeyin. yaptıklarınızın karşılığını alacaksınız.››