검색어: he managed to make both ends meet (영어 - 터키어)

he managed to make both ends meet.
kıt kanaat geçinebildi.

he tried to make both ends meet.
İki yakasını bir araya getirmeye çalışıyordu.

she tried to make both ends meet.
o, iki yakasını bir araya getirmeye çalışıyordu.

he managed to make the word tender.
o bu kelimeyi şefkatli bir hale getirmeyi başarmıştı.

he managed to escape.
o kaçmayı başardı.

i hope i can manage to make both ends meet.
geçinebileceğimi umuyorum.

serbs struggle to make ends meet
sırplar geçinme derdinde

he managed to pass the examination.
sınavı geçebildi.

he managed to get home before dark.
hava kararmadan eve varabildi.

tom has to work harder than he used to to make ends meet.
kıt kanaat geçinmek için tom eskisinden daha çok çalışmak zorunda.

he managed to be on time for class.
sınıfa zamanında gelebildi.

he managed to get himself promoted last week.
geçen hafta kendini terfi ettirmeyi başardı.

he managed to read a book written in french.
fransızca yazılan bir kitabı okuyabildi.

serbs know how difficult it can be to make ends meet.
sırplar, iki yakalarını bir araya getirmenin ne kadar zor olabileceğini biliyorlar.

even with two incomes, it's hard to make ends meet.
İki gelirle bile zor geçiniyorlar.

he's managed to grab a tip of these worms.
bu solucanların ucunu kapmayı başarmış.

we have even managed to make the study of literature arcane.
edebiyatı bile gizemli ve anlaşılmaz bir hale getirmiş durumdayız.

bajrami says he is barely able to make ends meet by collecting and selling scrap metal.
bayrami, hurda metal toplayıp satarak iki yakasını zor bir araya getirdiğini söylüyor.

tom managed to make time to visit mary while he was in boston.
tom boston'da iken mary'yi ziyaret etmek için zaman ayırmış olabilir.

he managed to flee serbia after the assassination and remains at large.
suikasttan sonra sırbistan'dan kaçmayı başaran zanlı halen kayıplarda.