검색어: we will see (영어 - 터키어)

you will see.
göreceksin.

and we will see, you know.
ve şimdi hep birlikte göreceğiz.

tom will see us.
tom bizi görecek.

i will see to it.
onunla ilgileneceğim.

indeed you will see hell.
and olsun ki, cehennemi göreceksiniz.

"we will see, they have said it so often.
bot, "göreceğiz, bunu o kadar çok söylediler ki.

you will see and they will see,
yakında göreceksin, onlar da görecekler.

you will see, and they will see,
artık yakında göreceksin ve onlar da görecekler.

we will see an einstein in africa in this century.
bu yüzyılda afrika'dan bir einstein çıkacak, göreceğiz.

and watch; soon they will see!
(İnecek azabı) gözetle! yakında onlar da göreceklerdir.

how far they will go we will see at the bucharest nato summit.
ne kadar ileriye gideceklerini bükreş'teki nato zirvesinde göreceğiz.

if the worker is well protected, we will see multiple benefits.
İşçi iyi korunursa, bunun bir çok faydasını görürüz.

i think this will be a big, big change that we will see during this century.
sanırım bu yüzyıl içinde göreceğimiz büyük bir değişim olacak.

i am sure that we will see a range of different reactions and interpretations on both sides.
her iki taraftan da farklı tepkiler ve yorumlar geleceğinden eminim.

[solomon] said, "we will see whether you were truthful or were of the liars.
(süleyman): "bakalım, dedi, doğru mu söyledin, yoksa yalancılardan mısın?"

he said: we will see whether you have told the truth or whether you are of the liars:
(süleyman): "bakalım, dedi, doğru mu söyledin, yoksa yalancılardan mısın?"

he said, “we will see, whether you have spoken the truth, or whether you are a liar.
(süleyman): "bakalım, dedi, doğru mu söyledin, yoksa yalancılardan mısın?"

but gradually, as the buildings are repaired, we will see the accretion of a limestone reef beneath the city.
fakat zamanla, binalar onarıldıkça şehir altında kireç taşı kayalıkları birkiminin büyüdüğünü görecegiz.

and if it's started, i just point where you whistle along, and we will see what happens.
eğer başlarsa, size ıslık çalacağınız yeri göstereceğim, sonra ne olacak göreceğiz.

said he, 'now we will see whether thou hast spoken truly, or whether thou art amongst those that lie.
(süleyman): "bakalım, dedi, doğru mu söyledin, yoksa yalancılardan mısın?"