검색어: you are the one (영어 - 터키어)

you are the one.
sen teksin.

you are the only one.
sen teksin.

you are the best.
sen en iyisisin.

you are the property
ben ozuldilerim

you are the doctor.
doktor sensin.

you are the giver.”
kuşkusuz sensin, evet sensin vahhâb!

you are the embracing giver.
lütfu en bol olan sensin.

indeed, you are the bestower.
bize tarafından rahmet bağışla. lütfu en bol olan sensin.

i think you are the one who broke it.
bence onu kıran sensin.

indeed, you are the bestower."
kuşkusuz sensin, evet sensin vahhâb!

you are the one who hears and knows all."
sen İşitensin, bilensin."

i guess, you are the one who knows the best.
en iyi bilen sizsiniz galiba.

well, great. you are the one who is to blame."
peki, tamam. suçlanması gereken sizsiniz."

you are the one who is selfishly living in a cult following
you have created your own hypocritical cultic bubble.

truly, you are the one who accepts repentance, the most merciful.
bize ibadet yerlerimizi göster, bizim tövbemizi kabul et! sen, evet sen, tevvâb'sın, tövbeleri cömertçe kabul edersin; rahîm'sin, rahmetini cömertçe yayarsın."

so accept this from me. you are the one who hears and knows all."
karnımda olanı, sadece sana hizmet etmek üzere adadım, benden kabul buyur, doğrusu işiten ve bilen ancak sensin" demişti.

and here are the ones we've selected.
ve bunlar seçtiklerimiz.

these are the ones who pray: 'our lord!
(bu nimetler) "ey rabbimiz!

surely those who ask leave of you are the ones who believe in god and his apostle.
Şu senden izin isteyenler, hakikaten allah'a ve resulüne iman etmiş kimselerdir.

say, "lord, grant us a blessed landing from the ark; you are the one who provides the safest landing".
"ve, 'rabbim, beni kutlu bir yere indir. sen indirenlerin en iyisisin,' de."