전문 번역가, 번역 회사, 웹 페이지 및 자유롭게 사용할 수 있는 번역 저장소 등을 활용합니다.
gli si avvicinarono ciechi e storpi nel tempio ed egli li guarì
İsa tapınaktayken kendisine gelen kör ve kötürümleri iyileştirdi.
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
allora si avvicinarono al maggiordomo della casa di giuseppe e parlarono con lui all'ingresso della casa
yusufun kâhyasına yaklaşıp evin kapısında onunla konuştular:
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
si avvicinarono dopo di loro tutti gli israeliti ed egli ingiunse loro ciò che il signore gli aveva ordinato sul monte sinai
sonra herkes ona yaklaştı. musa rabbin sina dağında kendisine bildirdiği bütün buyrukları onlara verdi.
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
essi si avvicinarono e li portarono via con le loro tuniche, fuori dell'accampamento, come mosè aveva detto
geldiler ve musanın buyurduğu gibi cesetleri üzerlerindeki mintanlarıyla ordugahın dışına çıkardılar.
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
i comandanti delle migliaia dell'esercito, capi di migliaia e capi di centinaia, si avvicinarono a mosè e gli dissero
ordu komutanları -binbaşılar ve yüzbaşılar- musaya gidip,
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
essendosi ormai fatto tardi, gli si avvicinarono i discepoli dicendo: «questo luogo è solitario ed è ormai tardi
vakit ilerlemişti. Öğrencileri İsaya gelip, ‹‹burası ıssız bir yer›› dediler, ‹‹vakit de ilerledi. halkı salıver de çevredeki çiftlik ve köylere gidip kendilerine yiyecek alsınlar.››
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
andarono di nuovo a gerusalemme. e mentre egli si aggirava per il tempio, gli si avvicinarono i sommi sacerdoti, gli scribi e gli anziani e gli dissero
yine yeruşalime geldiler. İsa tapınakta gezinirken başkâhinler, din bilginleri ve ileri gelenler onun yanına gelip, ‹‹bunları hangi yetkiyle yapıyorsun, bunları yapma yetkisini sana kim verdi?›› diye sordular.
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
all'udire la voce in mezzo alle tenebre, mentre il monte era tutto in fiamme, i vostri capitribù e i vostri anziani si avvicinarono tutti a m
‹‹dağ alev alev yanarken karanlığın içinden sesi duyduğunuzda bütün oymak başlarınız ve ileri gelenlerinizle bana yaklaştınız.
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
in quel momento si avvicinarono alcuni farisei a dirgli: «parti e vattene via di qui, perché erode ti vuole uccidere»
tam o sırada bazı ferisiler gelip İsaya, ‹‹buradan ayrılıp başka yere git. hirodes seni öldürmek istiyor›› dediler.
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
il primo giorno degli azzimi, i discepoli si avvicinarono a gesù e gli dissero: «dove vuoi che ti prepariamo, per mangiare la pasqua?»
mayasız ekmek bayramının ilk günü öğrenciler İsanın yanına gelerek, ‹‹fısıh yemeğini yemen için nerede hazırlık yapmamızı istersin?›› diye sordular.
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
allora gli si avvicinarono alcuni farisei per metterlo alla prova e gli chiesero: «e' lecito ad un uomo ripudiare la propria moglie per qualsiasi motivo?»
İsanın yanına gelen bazı ferisiler, onu denemek amacıyla şunu sordular: ‹‹bir adamın, herhangi bir nedenle karısını boşaması kutsal yasaya uygun mudur?››
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
elia disse a tutto il popolo: «avvicinatevi!». tutti si avvicinarono. si sistemò di nuovo l'altare del signore che era stato demolito
o zaman İlyas bütün halka, ‹‹bana yaklaşın›› dedi. herkes onun çevresinde toplandı. İlyas rabbin yıkılan sunağını onarmaya başladı.
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
allora giuseppe disse ai fratelli: «avvicinatevi a me!». si avvicinarono e disse loro: «io sono giuseppe, il vostro fratello, che voi avete venduto per l'egitto
yusuf, ‹‹lütfen bana yaklaşın›› dedi. onlar yaklaşınca yusuf şöyle devam etti: ‹‹mısıra sattığınız kardeşiniz yusuf benim.
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질: