검색어: collier (프랑스어 - 터키어)

collier
kolye

aussi l`orgueil leur sert de collier, la violence est le vêtement qui les enveloppe;
zorbalık onları örten bir giysi gibidir.

je te parai d`ornements: je mis des bracelets à tes mains, un collier à ton cou,
takılarla süsledim. bileklerine bilezikler, boynuna gerdanlık taktım.

pharaon ôta son anneau de la main, et le mit à la main de joseph; il le revêtit d`habits de fin lin, et lui mit un collier d`or au cou.
sonra mührünü parmağından çıkarıp yusufun parmağına taktı. ona ince ketenden giysi giydirdi. boynuna altın zincir taktı.

aussitôt belschatsar donna des ordres, et l`on revêtit daniel de pourpre, on lui mit au cou un collier d`or, et on publia qu`il aurait la troisième place dans le gouvernement du royaume.
belşassarın buyruğu üzerine daniele mor giysi giydirilip boynuna altın zincir takıldı ve ülkede üçüncü önder ilan edildi.