Je was op zoek naar: brothel (Engels - Turks)

brothel
genelev

instead, she ended up in a brothel, forced into prostitution.
oysa bunun yerine bir genelevde fuhuş yapmaya zorlandı.

when she was 14 years old, her grandfather sold her to a brothel.
büyükbabası onu, bir geneleve sattığında sadece 14 yaşındaymış.

al swearengen is the owner of the gem, a local saloon and brothel.
kamptaki gem adlı salonun sahibi al swearengen aynı zamanda bir genelev işletmektedir.

"some of the clients [at the brothel] introduced themselves as policemen."
genelevdeki müşterilerden polis olduğunu söyleyenler de vardı."

many are unable to gain employment in a registered brothel and end up working on the streets, researchers said.
araştırmacılar, bunların pek çoğunun ruhsatlı bir genelevde iş bulamadığını ve bunun sonucunda sokaklarda çalıştığını belirtiyorlar.

and brothel keepers, barpersons, nightclubs, hotel owners and taxi drivers all get a slice of the cake.
ayrıca bu pastadan genelev işletmecileri, bar sahipleri, gece kulüpleri, otel işletmecileri ve taksi şoförleri de pay alıyor.

the investigation opened in mid-november, following allegations by a moldovan woman who had escaped from a brothel near podgorica.
soruşturma, podgorica yakınlarındaki bir genelevden kaçan moldavyalı bir kadın tarafından yöneltilen suçlamalar sonrasında, kasım ayı ortasında açıldı.

==life in athens==according to the disputed statements of the ancient writers and some modern scholars, in athens aspasia became a hetaera and probably ran a brothel.
== atina’daki yaşamı ==antik yazarların ve bazı modern dönem biliminsanlarının tartışmalı ifadelerine göre aspasia, atina’da bir hetaera oldu ve muhtemelen bir genelev işletti.

"one day, the captors took us to the brothel downtown, and we managed to call the police by using one of the client's phones, and they rescued us," she says.
"bir gün bizi şehir merkezindeki geneleve götürdüler. müşterilerden birinin telefonunu kullanarak polisi aramayı başardık ve böylelikle bizi kurtardılar."