Je was op zoek naar: consequently, (Engels - Turks)

consequently, we have.
sonuçta,

consequently, the maintenance cost can be minimized.
dolayısıyla, bakım maliyetleri en aza indirgenmiş olacaktır.

consequently, two passenger cars collided with a bus.
dolayısıyla, iki binek araç bir otobüs ile çarpıştı.

they called them liars and consequently were destroyed.
bu yüzden: "milletleri bize kul iken, bizim gibi iki insana mı inanacağız?" deyip onları yalancı saydılar. bu yüzden yok edildiler.

consequently, only the citizens can decide on this," he said.
sonuç olarak, bu konuda sadece halk karar verebilir." dedi.

consequently, judge alfons ori removed mladic from the courtroom.
sonuç olarak da, yargıç alfons ori mladiç'i mahkeme salonunda çıkardı.

consequently, β canis majoris itself is known as (, ).
ayrıca β canis majoris'in kendisi () olarak bilinir.

it rained heavily, and consequently the baseball game was called off.
Çok yağmur yağdı ve dolayısıyla beyzbol maçı iptal edildi.

consequently, the koala is vulnerable to the effects of climate change.
İklim değişikliğinin etkilerine karşı da savunmasız durumdadırlar.

consequently, most oceanic crust is subducted easily at an oceanic trench.
sonuç olarak, çoğu okyanus kabuğu okyanusal bir hendekte kolayca yiter.

consequently it debuted at number 13 on the "billboard" hot 100.
yine bunun bir sonucu olarak "billboard" hot 100 listesine 13 numaradan girdi.

consequently, the propensity for playing unethical games would be kept under control.
böylece ahlaksız oyunlar oynama eğilimi de kontrol altına alınmış olacaktır.

consequently, the purchase of an external 430ex flash would be well worth considering.
sonuç olarak, harici bir 430ex flaş birimi satın almak da akıllıca bir hareket olacaktır.

consequently, a mutation in a pleiotropic gene may have an effect on some or all traits simultaneously.
böylece bir gendeki yeni bir mutasyon bazı ya da tüm özellikler üzerinde aynı anda etkili olur.

consequently, the impacts of consumption and resource use from europe on the global environment are increasing.
dolayısıyla, avrupa’nın küresel çevre üzerindeki, tüketim ve kaynak kullanımı bağlamındaki etkileri artmaktadır.

consequently when they rebelled against the command to refrain, we said to them, “be apes, despised!”
böylece onlar kibre kapılıp yasak kılınan şeylerden vazgeçmeyince, biz de onlara, hor ve zelil maymunlar olun, dedik.

consequently, only trained personnel who are aware of the potential hazards may perform assembly, installation, startup, and service work.
sonuç olarak, olası tehlikeleri bilen eğitilmiş personel montaj, kurulum, çalıştırma ve bakım işi yapabilir.

that character would be an ‘action’, and consequently one of the elements that make up the narrative.
Çünkü belli bir noktadan sonra onun için her şey gösterge dizgeleri olarak okunabilecek bir görünüm alır.

in the 2007 greek legislative election he was elected to the greek parliament for messenia, and consequently resigned from the european parliament.
2007 yunan seçimlerinde yılında messenia'dan yunan parlamentosu'na seçildi ve dolayısıyla avrupa parlamentosu'ndan istifa etti.

consequently it entered the "billboard" hot 100 at number 12, becoming the highest debuting single of the week.
bu nedenle "billboard" hot 100 listesine on ikinci sıradan girerek haftanın en yüksek girişini yapan single'ı oldu.