Je was op zoek naar: casus (Nederlands - Turks)

casus
örnek

een casus.
-bir vaka.

casus belli.
-casus belli(savaş sebebi). -o da ne?

mijn oxytocine casus?
oksitosin çalışmalarım?

- ik zoek 'n casus.
bir örnek olay gerekli.

leg de casus voor, yang.
ne bekliyorsun, yang? vakayı tanıt.

hadden het over een casus.
- biz sadece bir vaka hakkında konuşuyorduk.

dat is 'n prachtige casus.
harika bir vaka raporu olur.

dat is een 'casus belli'.
geçersen casus olursun.

kijk, laten we deze casus doen.
hadi, şu vakaya bakalım.

heb je 'n casus voor straks?
sabah raporun için neyi sunacaksın?

hij gaf zijn mening over een casus.
bir vakayla ilgileniyordu.

deze casus is door een collega, dr.
bu ders konusunu bana biolog dr.

dus beschrijf eens 'n interessante casus.
aynen öyle. bu da demek ki ilginç bir vaka bulup, komiteye...

geeft ze die casus nog aan yang ook.
o ameliyatı ben istiyordum, lang'e verdi.

ik zeg niet dat deze casus geen uitdaging is...
- bu işin zor olmadığını söylemiyorum ama...

de casus van lt. johansen wie zich terugtrok.
teğmen johansen'in istifa etme konusu.

als casus was rachel newman bijzonder zeldzaam.
rachael newman gibileri çok enderdir.

het maakt niet uit, er is sowieso geen casus.
Önemi yok. zaten ortada bir dava da yok.

we hebben nog nooit zo'n casus gehad.
açıkçası daha önce böyle bir vakayla hiç karşılaşmamıştık.