Je was op zoek naar: svakojake (Servisch - Turks)

ljubiš svakojake reèi od pogibli, i jezik lukav.
her yıkıcı sözü seversin.

parcele su male, pa se ljudi snalaze na svakojake načine.
kaçak olarak inşa edilmiş bina ve evleri meşrulaştıracak bir yasa hazırlayan makedon hükümeti, tasarıyı mart ayında parlamentonun oyuna sunmayı planlıyor.

i uze mojsije i eleazar sveštenik od njih zlato, svakojake zaklade.
musayla kâhin elazar altını, her tür işlenmiş altın eşyayı onlardan aldılar.

blago vama ako vas uzasramote i usprogone i kažu na vas svakojake rdjave reèi lažuæi, mene radi.
‹‹benim yüzümden insanlar size sövüp zulmettikleri, yalan yere size karşı her türlü kötü sözü söyledikleri zaman ne mutlu size!

samo, gle, ovo nadjoh: da je bog stvorio èoveka dobrog; a oni traže svakojake pomisli.
oysa onlar hâlâ karmaşık çözümler arıyorlar.››

sve æe se ostaviti pticama gorskim i zverima zemaljskim; i ptice æe letovati na njima, a svakojake zveri zemaljske zimovaæe.
kışın yabanıl hayvanlara yem olacaklar.

a imaše jezekija vrlo veliko blago i slavu; i naèini sebi riznice za srebro i zlato i za drago kamenje i za mirise i za štitove i za svakojake zaklade,
hizkiya çok zengin ve onurlu biriydi. altını, gümüşü, değerli taşları, baharatı, kalkanları ve çeşit çeşit değerli eşyası için hazineler yaptırdı.

a david i sav dom izrailjev udarahu pred gospodom u svakojake sprave od drveta kedrovog, u gusle, u psaltire, u bubnje, u svirale i u kimvale.
bu arada davutla bütün İsrail halkı da rabbin önünde lir, çenk, tef, çıngırak ve ziller eşliğinde ezgiler okuyarak var güçleriylefç bu olayı kutluyorlardı. eşliğinde ezgiler okuyarak var güçleriyle›› (bkz. septuaginta, kumran, 1ta.13:8), masoretik metin ‹‹Çam ağacından yapılmış her türlü çalgılar, lir, çenk, tef, çıngırak ve ziller çalarak››.

ako li ne pustiš narod moj, evo, pustiæu na tebe i na sluge tvoje i na narod tvoj i na kuæe tvoje svakojake bubine, i napuniæe se bubina kuæe misirske i zemlja na kojoj su.
halkımı salıvermezsen senin, görevlilerinin, halkının, evlerinin üzerine atsineği yağdıracağım. mısırlıların evleri ve üzerinde yaşadıkları topraklar atsinekleriyle dolup taşacak.

kad èujete rog, svirale, kitare, gusle, psaltire, pevanje i svakojake svirke, popadajte i poklonite se zlatnom liku, koji postavi car navuhodonosor.
boru, ney, lir, kanun, arp, davul ve her çeşit çalgı sesini duyar duymaz yere kapanıp kral nebukadnessarın dikmiş olduğu altın heykele tapınacaksınız.

napuni ih veštine da rade svaki posao, da kuju, tešu, vezu, i tkaju porfiru, skerlet, crvac i tanko platno, i da rade svakojake poslove vešto izmišljajuæi.
onlara üstün beceri verdi. Öyle ki, ustalık isteyen her türlü işte, oymacılıkta, lacivert, mor, kırmızı iplik ve ince keten yapmada, dokuma ve nakış işlerinde, her sanat dalında yaratıcı olsunlar.

zato svi narodi kako èuše rog, svirale, kitare, gusle, psaltire i svakojake svirke, popadaše svi narodi, plemena i jezici, i pokloniše se zlatnom liku koji postavi car navuhodonosor.
bu yüzden ne zaman boru, ney, lir, kanun, arp ve her çeşit çalgı sesi duyulsa, bütün halklar, uluslar, her dilden insanlar yere kapanıp kral nebukadnessarın diktiği altın heykele tapındılar.

jeste li dakle gotovi, kad èujete rog, svirale, kitare, gusle, psaltire i pevanje i svakojake svirke, da padnete i poklonite se liku koji naèinih? ako li se ne poklonite, onaj èas biæete baèeni u peæ ognjenu užarenu; a koji je bog što æe vas izbaviti iz mojih ruku?
‹‹Şimdi boru, ney, lir, kanun, arp, davul ve her çeşit çalgı sesini duyar duymaz yere kapanıp yaptığım heykele tapınmaya hazırsanız ne iyi! ama ona tapınmazsanız, hemen kızgın fırına atılacaksınız. o zaman bakalım hangi ilah sizi elimden kurtaracak?››