Je was op zoek naar: benim istediğim seni çıplak görmekti (Turks - Engels)

benim istediğim o.
that's what i want.

bu tam benim istediğim.
this is just what i wanted.

bu benim istediğim şeydir.
this is what i want.

o, tam benim istediğim adamdır.
he is the very man i want.

seni çıplak görmek istiyorum
you send me the card i come to you honey

benim istediğim, gücüm oranında yalnızca ıslah etmektir.
and my success is not but through allah.

bu nedenle birşey vermek için var. buda benim istediğim şey.
so, something has got to give. and that is what i want.

bu benim istediğim son resimdir. Şimdi lazer pointer kullandığımız -
this is the last picture that i want to -- now we've got to use the laser pointer.

benim istediğim şey ise teknoloji üretme potasiyeli olan moleküler programlar yazmak.
and what i want to do is write molecular programs, potentially to build technology.

bütün istediğim sensin.
all i want is you.

"niçin" ile benim demek istediğim: senin amacın nedir?
by "why," i mean: what's your purpose?

ben çıplak görmek istiyorum seni
hindi

bütün istediğim senin kedin.
all i want is your cat.

o, tam olarak benim istediğimdir.
it's exactly what i wanted.

ama benim istediğim buydu onun için ben de okulu bıraktım. itfaiye birliğine başvurdum ve kabul edildim."
but it's what i wanted, and as soon as i left school, i applied to the fire service and i was accepted."

Çocukların hiçbir isteği geride kalmayacak ya da benim istediklerim.
any requests of the children or of mine should not be lacking.

benim istediğimde bu değişimi yapmak... ...dünyada bir değişim yapmak.
that's what i want to do to change, to make a difference in the world.

surun duvarlarını yıkacak, kulelerini yerle bir edecekler. toprağını kazıp süpürecek, seni çıplak bir kayalık haline getireceğim.
and they shall destroy the walls of tyrus, and break down her towers: i will also scrape her dust from her, and make her like the top of a rock.

bir gün oturdum ve kendime iki ayrı ölüm ilanı hazırladım. biri benim istediğim, macerayla dolu bir hayattı. diğeri ise yönlenmekte olduğum hoş, normal, keyifli hayattı. ancak hayatımın sonunda olmak istediğim yer burası değildi.
i sat down one day and wrote two versions of my own obituary, the one that i wanted, a life of adventure, and the one that i was actually heading for which was a nice, normal, pleasant life, but it wasn't where i wanted to be by the end of my life.

"bazı üye ülkelerin kuşkularını sorgulamıyorum." diyen drutsas şöyle devam etti: "benim istediğim şey, sonucu önceden tasarlamamaları veya maçın ortasında kale direklerinin yerlerini değiştirmemeleri.
"i do not question the qualms some member states have," droutsas said. "what i am asking is that they not be allowed to prefigure the result or move the goalposts in mid-game.