Je was op zoek naar: her ikiniz de (Turks - Engels)

her ikiniz de suçlusunuz.
you are both in the wrong.

her ikiniz de gerçeği söylüyor olamazsınız.
you can't both be telling the truth.

sanırım her ikiniz de tom'u tanıyorsunuz.
i think you both know tom.

her ikiniz de durumun farkındaydınız, değil mi?
you were both aware of the situation, right?

her ikimiz de çılgınız.
we're both crazy.

her ikimiz de aynı sınıftayız.
we are both in the same class.

her ikinizden de nefret ediyorum.
i hate you both.

eğer bu ağaçtan yerseniz her ikiniz de kendine kötülük eden zalimlerden olursunuz, dedik.
but do not approach this tree, lest you be among the wrongdoers."

Şimdi her ikinizin de gitmesini istiyorum.
i need you both to go now.

sen ve ben her ikimiz de bu okulda öğrenciyiz.
you and i are both students at this school.

sanırım niçin burada olduğumu her ikimiz de biliyoruz.
i think we both know why i'm here.

sanırım tom'un nasıl hissettiğini her ikimiz de biliyoruz.
i think we both know how tom feels.

biz ikinize de inanmayız".
and for the sake of you twain we are not going to be believers.

biz, ikinize de inanmıyoruz."
and we are not going to believe in you.

allah buyurdu: "her ikinizin de duası kesinlikle kabul olundu.
[allah] said, "your supplication has been answered."

eğer her ikimiz de olur verirsek, buyrun kromozomsal linkedin'e hoşgeldiniz!
and if we both say yes, voila! welcome to chromosomally linkedin.

bush, "her ikimiz de yurttaşlarımızın acımasız teröristlerce öldürülmesinin ne demek olduğunu biliyoruz.
"both of us understand what it means to have our fellow citizens destroyed by the merciless killing of terrorists.

aslında tanıştırıldık. her ikimiz de ilk sanal kişisel genomik şirketlerinden birinin kurucusu olan linda avey'i tanıyorduk.
we were actually introduced because we both knew linda avey, one of the founders of the first online personal genomic companies.

İki deniz bir değildir.
and not alike are the two bodies of water.