Je was op zoek naar: sefa (Turks - Engels)

sırbistan'da sefa cefaya dönüştü
in serbia, festive mood turns to frustration

rablerinin kendilerine verdikleriyle sefa sürerler.
rejoicing in whatever their lord has given them.

ve zevkü sefa sürdükleri nice nimetler!
and comfort wherein they were amused.

rab'lerinin kendilerine verdikleriyle sefa sürerler.
rejoicing in whatever their lord has given them.

haydi sefa sürün; ama yakında bileceksiniz!
'take your enjoyment; certainly you will soon know.'

kendilerine verdiklerimize karşı nankörlük etsinler ve sefa sürsünler bakalım!
and deny what we had given them, in order to go on enjoying themselves.

onlara: "bir süreye kadar sefa sürün" denmişti.
they were told, “enjoy yourselves for a while.”

rablerinin kendilerine verdikleriyle sefa sürerler. rableri onları, cehennem azabından korumuştur.
rejoicing at what their lord has given them; and their lord will preserve them from the torment of hell.

kendilerine verdiklerimize nankörlük etsinler bakalım! haydi sefa sürün; ama yakında bileceksiniz!
in order to be ungrateful for our bestowal; “therefore enjoy”; you will soon come to know.

rab'lerinin kendilerine verdikleriyle sefa sürerler. rab’leri onları yakıcı ateşin azabından korumuştur.
enjoying what their lord has given them, and their lord has spared them the suffering of hell.

bir süre için günahın sefasını sürmektense, tanrının halkıyla birlikte baskı görmeyi yeğledi.
choosing rather to suffer affliction with the people of god, than to enjoy the pleasures of sin for a season;