Je was op zoek naar: ölümsüzlüğü (Turks - Noors)

ya da ölümsüzlüğü.
og blir udødelig.

Ölümsüzlüğü bulan dahilerden biri.
en av geniene som oppdaget udødelighet.

İşte sana bunu vaadediyorum, ölümsüzlüğü.
jeg tilbyr deg udødelighet.

bir şeyi temsil ediyorlar: Ölümsüzlüğü.
de representerer det evige i oss.

ama ölümsüzlüğü kendisine uygun bulmadı.
han fant ut at han ikke likte det selv.

keşke ona ölümsüzlüğü sunma niyetinde olsaydın.
hadde du bare hatt i sinne å gjøre henne udødelig.

"cumhuriyet", "ruh Ölümsüzlüğü", "sempozyum".
staten, faidon, symposion.

Ölümsüzlüğü ya da kadim sırlar'ı aramıyorum.
jeg søker ikke hemmeligheten til evig liv eller kunnskap om antikken.

ama bir çocuk öldüğünde anne-babasının ölümsüzlüğü uçup gider.
men når et barn dør... mister forelderen sin udødelighet.

Ölümsüzlüğü, boston'da mutlu bir hayatla değişir misin?
bytter du evig berømthet mot et lykkelig liv i boston?

ilari'nin, kaynaklarının bir çoğunu, ölümsüzlüğü bulabilmek için harcamıştı.
han brukte det meste av tiden sin og llarias ressurser til å beseire døden.

Ölümsüzlük!
udødelighet!