Je was op zoek naar: yargılanmaya (Turks - Servisch)

zanlı gıyaben yargılanmaya başladı.
suđenje je pokrenuto u odsustvu.

ancak yürürlükteki yasaya göre türkiye yeniden yargılanmaya izin vermiyor.
međutim, prema sadašnjem zakonu turska ne dozvoljava ponavljanje suđenja.

bunları nasıl soruşturacağımı bilemediğim için pavlusa, yeruşalime gidip orada bu konularda yargılanmaya razı olup olmayacağını sordum.
a ja ne znajuæi u ovom poslu šta æu èiniti, rekoh bi li hteo iæi u jerusalim i onamo da mu se sudi za ovo.

sizden birinin öbürüne karşı bir davası varsa kutsallar önünde değil de, imansızlar önünde yargılanmaya cesaret eder mi?
sme li koji od vas, kad ima tužbu na drugog, iæi na sud nepravednima, a ne svetima?

saraybosna merkezli dnevni avaz gazetesine salı günü verdiği röportajda glavas, bh'de olması kaydıyla tekrar yargılanmaya hazır olduğunu söyledi.
u intervjuu sarajevskom dnevniku dnevni avaz u utorak, glavaš je rekao da je spreman da mu se ponovo sudi, ali samo ako se suđenje održava u bih.

kaynaklar önümüzdeki birkaç hafta içinde mladiç'in de tutuklanmasını bekliyor ve lahey yerine sırbistan'da yargılanmaya çalışacağını öne sürüyorlar.
izvori očekuju njegovo hapšenje u roku od naredne dve nedelje i kažu da će on tražiti da mu se sudi u srbiji, umesto u hagu.

makedon meclisi, abd ile imzalanan ve amerikan vatandaşlarına uluslararası ceza mahkemesi'nde (icc) yargılanmaya karşı dokunulmazlık sağlayacak anlaşmayı onayladı.
makedonsko sobranje ratifikovalo je sporazum sa sjedinjenim državama pružajući američkim građanima imunitet od krivičnog gonjenja od strane međunarodnog krivičnog suda (mks).

2007 yılında, peter ve miro batur, zadar eyalet mahkemesi'ne makul süre içinde yargılanma hakkının korunması yönünde bir dilekçe vermiş.
peter i miro batur su 2007. godine predali zahtev za zaštitu prava na suđenje u razumnom roku u opštinskom sudu u zadru.