Att försöka lära sig översätta från mänskliga översättningsexempel.
Från professionella översättare, företag, webbsidor och fritt tillgängliga översättningsdatabaser.
praecepitque moses filiis israhel ut facerent phas
böylece musa İsraillilere fısıh kurbanını kesmelerini söyledi.
Senast uppdaterad: 2012-05-05
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
ut pervenire facerent ad eum clamorem egeni et audiret vocem pauperu
düşkünlerin feryadını işitti.
Senast uppdaterad: 2012-05-05
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
et coluerunt inmunditias de quibus praecepit dominus eis ne facerent verbum ho
rabbin, ‹‹bunu yapmayacaksınız›› demiş olmasına karşın putlara taptılar.
Senast uppdaterad: 2012-05-05
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
convertit cor eorum ut odirent populum eius ut dolum facerent in servos eiu
büyük küçük yaratıklar.
Senast uppdaterad: 2012-05-05
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
congregatique sunt in hierusalem populi multi ut facerent sollemnitatem azymorum in mense secund
İkinci ay mayasız ekmek bayramını kutlamak için çok büyük bir topluluk yeruşalimde toplandı.
Senast uppdaterad: 2012-05-05
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
abietibus de sanir extruxerunt te cum omnibus tabulatis maris cedrum de libano tulerunt ut facerent tibi malu
lübnandan sedir ağaçları aldılar.
Senast uppdaterad: 2012-05-05
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
iesus ergo cum cognovisset quia venturi essent ut raperent eum et facerent eum regem fugit iterum in montem ipse solu
İsa onların gelip kendisini kral yapmak üzere zorla götüreceklerini bildiğinden tek başına yine dağa çekildi.
Senast uppdaterad: 2012-05-05
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
et venit in spiritu in templum et cum inducerent puerum iesum parentes eius ut facerent secundum consuetudinem legis pro e
böylece Şimon, ruhun yönlendirmesiyle tapınağa geldi. küçük İsanın annesi babası, kutsal yasanın ilgili kuralını yerine getirmek üzere onu içeri getirdiklerinde, Şimon onu kucağına aldı, tanrıyı överek şöyle dedi:
Senast uppdaterad: 2012-05-05
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
et dixerunt reddimus et ab eis nihil quaerimus sicque faciemus ut loqueris et vocavi sacerdotes et adiuravi eos ut facerent iuxta quod dixera
‹‹veririz›› dediler, ‹‹artık onlardan hiçbir şey istemeyeceğiz. ne diyorsan öyle yapacağız.›› kâhinleri çağırdım ve yetkililere kâhinlerin önünde verdikleri sözü tutacaklarına ilişkin ant içirdim.
Senast uppdaterad: 2012-05-05
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
et consecrabant ei filios suos et filias suas per ignem et divinationibus inserviebant et auguriis et tradiderunt se ut facerent malum coram domino et inritarent eu
oğullarını, kızlarını ateşte kurban ettiler. falcılık, büyücülük yaptılar. rabbin gözünde kötü olanı yaptılar, kendilerini kötülüğe adayarak onu öfkelendirdiler.
Senast uppdaterad: 2012-05-05
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
et ingressi sunt et possederunt eam et non oboedierunt voci tuae et in lege tua non ambulaverunt omnia quae mandasti eis ut facerent non fecerunt et evenerunt eis omnia mala hae
gelip ülkeyi mülk edindiler, ama senin sözünü dinlemediler, kutsal yasan uyarınca yürümediler. yapmalarını buyurduğun şeylerin hiçbirini yapmadılar. bu yüzden bütün bu felaketleri getirdin başlarına.
Senast uppdaterad: 2012-05-05
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
et aedificaverunt excelsa baal quae sunt in valle filii ennom ut initiarent filios suos et filias suas moloch quod non mandavi eis nec ascendit in cor meum ut facerent abominationem hanc et in peccatum deducerent iuda
ben-hinnom vadisinde ilah moleke sunu olarak oğullarını, kızlarını ateşte kurban etmek için baalın tapınma yerlerini kurdular. böyle iğrenç şeyler yaparak yahudayı günaha sürüklemelerini ne buyurdum, ne de aklımdan geçirdim.
Senast uppdaterad: 2012-05-05
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
cumque requievissent reversi sunt ut facerent malum in conspectu tuo et dereliquisti eos in manu inimicorum suorum et possederunt eos conversique sunt et clamaverunt ad te tu autem de caelo audisti et liberasti eos in misericordiis tuis multis temporibu
‹‹ne var ki İsrail halkı rahata kavuşunca yine senin gözünde kötü olanı yaptı. bu yüzden onları düşmanlarının eline terk ettin. düşmanları onlara egemen oldu. yine sana yönelip feryat ettiler. onları göklerden duydun ve merhametinden ötürü defalarca kurtardın.
Senast uppdaterad: 2012-05-05
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
et abiecerunt legitima eius et pactum quod pepigit cum patribus eorum et testificationes quibus contestatus est eos secutique sunt vanitates et vane egerunt et secuti sunt gentes quae erant per circuitum eorum super quibus praeceperat dominus eis ut non facerent sicut et illae facieban
tanrının kurallarını, uyarılarını ve atalarıyla yaptığı antlaşmayı hiçe sayarak değersiz putların ardınca gittiler, böylece kendi değerlerini de yitirdiler. Çevrelerindeki uluslar gibi yaşamamaları için rab kendilerine buyruk verdiği halde, ulusların törelerine göre yaşadılar.
Senast uppdaterad: 2012-05-05
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet: