You searched for: Önce sen gösterecektiin (Turkiska - Engelska)

oysa daha önce sen bunlardan habersizdin.
although, prior to it, you were of the unaware.

onlar seni almadan önce sen onları al!
get 'em before they get you!

Önce sen temizler sen poxxle oyun alanı net miyim?
mouse - to interact.

onun hakkında önce seninle konuşmalıydım.
i should have talked to you first about it.

Öyleyse, sen şüpheye düşenlerden olma!
do not, then, be among the doubters.

Öyleyse, sen de zalimlerin şaşkınlığını arttır."
(noah supplicated saying): 'allah, do not increase the harmdoers except in error'

Öyleyse sen, göğün açıkça bir duman getireceği günü gözle;
so be on the watch for a day when heaven shall bring a manifest smoke

Öyleyse sen, onlardan yüz çevir; artık kınanacak değilsin.
(muhammad), leave them alone and you will not be blamed.

"Çok kişiyi saptırdılar. Öyleyse, sen de zalimlerin şaşkınlığını arttır."
"they have already misled many; and grant thou no increase to the wrong-doers but in straying (from their mark)."

Öyleyse sen gözleyip-bekle; elbette onlar da gözleyip-bekliyorlar.
so wait! they [too] are waiting.

dedi ki: "Öyleyse, sen (kendisine) süre tanınanlardansın."
"you are among the reprieved," (said the lord),