Şunu aradınız:: but he knew it couldn't last (İngilizce - Türkçe)

Bilgisayar çevirisi

İnsan çevirisi örneklerinden çeviri yapmayı öğrenmeye çalışıyor.

English

Turkish

Bilgi

English

but he knew it couldn't last

Turkish

 

Kimden: Makine Çevirisi
Daha iyi bir çeviri öner
Kalite:

İnsan katkıları

Profesyonel çevirmenler, işletmeler, web sayfaları ve erişimin serbest olduğu çeviri havuzlarından.

Çeviri ekle

İngilizce

Türkçe

Bilgi

İngilizce

i knew it couldn't be that easy.

Türkçe

o kadar kolay olamayacağını biliyordum.

Son Güncelleme: 2014-02-01
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

i knew it couldn't be that simple.

Türkçe

o kadar basit olamayacağını biliyordum.

Son Güncelleme: 2014-02-01
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

he knew it all along.

Türkçe

o, onu başından beri biliyordu.

Son Güncelleme: 2014-02-01
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

and he knew it was a hallucination.

Türkçe

ve bunun bir halüsinasyon olduğunu biliyordu.

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

and -- but he knew patent law, and that we couldn't patent it, because you couldn't. no use for it.

Türkçe

ve--fakat o patent yasasını biliyordu ve bunun patentini alamazdık. çünkü yapamazdın. hiç bir anlamı yoktu.

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

he knew the news, but he kept it to himself.

Türkçe

haberi biliyordu ama kendisine sakladı.

Son Güncelleme: 2014-02-01
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

but he knew about the cheap and simple one.

Türkçe

fakat ucuz ve basit olan yöntemden de haberdarmış.

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

and when he knew it of the centurion, he gave the body to joseph.

Türkçe

yüzbaşıdan durumu öğrenince yusufa, cesedi alması için izin verdi.

Son Güncelleme: 2012-05-06
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

more to the point, he knew it posed no threat to his election, quite the contrary.

Türkçe

daha önemlisi, bunun seçimi kazanması açısından zararlı değil, tersine, faydalı olacağını biliyordu.

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

but rob was now too weak to come down himself, and with the fierce winds and up at that altitude, he was just beyond rescue and he knew it.

Türkçe

ama rob artık tek başına aşağı inemeyecek kadar güçsüzdü, ve yukarıdaki şiddetli rüzgar yüzünden kurtarılması imkansızdı ve rob bunun farkındaydı.

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

mary asked tom what he thought of her dress, but he knew better than to tell her what he really thought.

Türkçe

mary tom'a elbisesi hakkında ne düşündüğü sordu, fakat o gerçekten ne düşündüğünü ona söylemekten daha iyisini biliyordu.

Son Güncelleme: 2014-02-01
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

he didn't want cry in front of me, but he knew he wasn't going to make it back to the city, and it was better me than to allow himself to express these feelings and emotions in front of the women.

Türkçe

benim karşımda ağlamak istemiyordu. ama kendini şehre kadar tutamayacağını da biliyordu, ve kadınların karşısında hislerini açık etmektense benim karşımda ağlamayı tercih ediyordu.

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

he was dying of leukemia and he knew it, and he dedicated this concerto to his wife, dita, who was herself a concert pianist.

Türkçe

bartok lösemi'ydi ve ölüyor olduğunu biliyordu ve bu konçertoyu kendisi de konser piyanisti olan karısı dita'ya adamıştı.

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

and he knew it, and said, it is my son's coat; an evil beast hath devoured him; joseph is without doubt rent in pieces.

Türkçe

yakup giysiyi tanıdı, ‹‹evet, bu oğlumun giysisi›› dedi, ‹‹onu yabanıl bir hayvan yemiş olmalı. yusufu parçalamış olsa gerek.››

Son Güncelleme: 2012-05-06
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

but he knew their thoughts, and said to the man which had the withered hand, rise up, and stand forth in the midst. and he arose and stood forth.

Türkçe

İsa, onların ne düşündüklerini biliyordu. eli sakat olan adama, ‹‹ayağa kalk, öne çık›› dedi. o da kalktı, orta yerde durdu.

Son Güncelleme: 2012-05-06
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Daha iyi çeviri için
7,763,981,630 insan katkısından yararlanın

Kullanıcılar yardım istiyor:



Deneyiminizi iyileştirmek için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi ziyaret etmeye devam ederek çerezleri kullanmamızı kabul etmiş oluyorsunuz. Daha fazla bilgi edinin. Tamam