İnsan çevirisi örneklerinden çeviri yapmayı öğrenmeye çalışıyor.
Profesyonel çevirmenler, işletmeler, web sayfaları ve erişimin serbest olduğu çeviri havuzlarından.
ja, herren styre edra hjärtan till guds kärlek och kristi ståndaktighet.
rab yüreklerinizi tanrının sevgisine, mesihin sabrına yöneltsin.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
och veten, att om eder tro håller provet, så verkar detta ståndaktighet.
Çünkü bilirsiniz ki, imanınızın sınanması dayanma gücünü yaratır.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
i behöven nämligen ståndaktighet för att kunna göra guds vilja och få vad utlovat är.
Çünkü tanrının isteğini yerine getirmek ve vaat edilene kavuşmak için dayanma gücüne ihtiyacınız vardır.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
och genom hans härliga makt skolen i på allt sätt uppfyllas av kraft till att bevisa ståndaktighet och tålamod i allt;
her şeye sevinçle katlanıp sabredebilmeniz için onun yüce gücüne dayanarak bütün kudretle güçlenmenizi diliyoruz.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
här gäller det för de heliga att hava ståndaktighet, för dem som hålla guds bud och bevara tron på jesus.»
bu da, tanrının buyruklarını yerine getiren, İsaya imanlarını sürdüren kutsalların sabrını gerektirir.››
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
men fly sådant, du gudsmänniska, och far efter rättfärdighet, gudsfruktan, tro, kärlek, ståndaktighet, saktmod.
ama sen, ey tanrı adamı, bu şeylerden kaç! doğruluğun, tanrı yolunun, imanın, sevginin, sabrın, uysallığın ardından koş.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
du åter har blivit min efterföljare lära, i vandel, i strävanden, i tro, tålamod, i kärlek, i ståndaktighet,
sense benim öğretimi, davranışımı, amacımı, imanımı, sabrımı, sevgimi, dayanma gücümü, çektiğim zulüm ve acıları, örneğin antakyada, konyada ve listrada başıma gelenleri yakından izledin. ne zulümlere katlandım! ama rab beni hepsinden kurtardı.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
förmana de äldre männen att vara nyktra, att skicka sig värdigt och tuktigt, att vara sunda i tro, i kärlek, i ståndaktighet.
yaşlı erkeklere ölçülü, ağırbaşlı, sağduyulu olmalarını buyur. İmanda, sevgide ve sabırda sağlam olsunlar.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
därför kunna vi själva i guds församlingar berömma oss av eder, i fråga om eder ståndaktighet och eder tro under alla edra förföljelser, och under de lidanden i måsten uthärda.
bu nedenle bizler, katlandığınız bütün zulüm ve sıkıntılar karşısındaki sabır ve imanınızdan ötürü tanrının kiliseleri arasında sizinle övünüyoruz.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
eftersom du har tagit vara på mitt bud om ståndaktighet, skall ock jag taga vara på dig och frälsa dig ut ur den prövningens stund som skall komma över hela världen, för att sätta jordens inbyggare på prov.
sözüme uyarak sabırla dayandın. ben de yeryüzünde yaşayanları denemek için bütün dünyanın üzerine gelecek olan denenme saatinden seni esirgeyeceğim.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
ty allt vad som fordom har blivit skrivet, det är skrivet oss till undervisning, för att vi, genom ståndaktighet och genom den tröst som skrifterna giva, skola bevara vårt hopp.
Önceden ne yazıldıysa, bize öğretmek için, sabırla ve kutsal yazıların verdiği cesaretle umudumuz olsun diye yazıldı.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
vi prisa ju dem saliga, som hava varit ståndaktiga. om jobs ståndaktighet haven i hört, och i haven sett vilken utgång herren beredde; ty herren är nåderik och barmhärtig.
sıkıntıya dayanmış olanları mutlu sayarız. eyüpün nasıl dayandığını duydunuz. rabbin en sonunda onun için neler yaptığını bilirsiniz. rab çok şefkatli ve merhametlidir.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
jag känner dina gärningar och ditt arbete och din ståndaktighet, och jag vet att du icke kan lida onda människor; du har prövat dem som säga sig vara apostlar, men icke äro det, och har funnit dem vara lögnare.
‹yaptıklarını, çalışkanlığını, sabrını biliyorum. kötü kişilere katlanamadığını da biliyorum. elçi olmadıkları halde kendilerini elçi diye tanıtanları sınadın ve onları yalancı buldun.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
den som för andra bort i fångenskap, han skall själv bliva bortförd i fångenskap; den som dräper andra med svärd, han skall själv bliva dräpt med svärd. här gäller det för de heliga att hava ståndaktighet och tro.
tutsak düşecek olan tutsak düşecek. kılıçla öldürülecek olan kılıçla öldürülecek.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
allenast skall du vara ståndaktig i att icke förtära blodet; ty blodet är själen, och själen skall du icke förtära med köttet.
ama kan yememeye dikkat edin. Çünkü ete can veren kandır. etle birlikte canı yememelisiniz.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite: