Sie suchten nach: is my message clear enough (Englisch - Türkisch)

is it not clear enough?
o yeterince açık değil midir?

is my explanation clear?
benim açıklamam açık mıdır?

did you get my message?
mesajımi aldın mı?

did you receive my message?
mesajımı aldın mı?

i take it you got my message.
sanırım mesajımı aldın.

i couldn't make myself clear enough i guess.
kendimi yeterince iyi açıklayamadım sanırım.

rather, they are in doubt about my message.
aslında, onlar mesajımdan kuşku içindedirler.

"we should make the message clear everywhere that education is for all."
eğitimin herkes için olduğu mesajını her yere açık şekilde götürmeliyiz," dedi.

he cites parables to make the message clear to the people; he has perfect knowledge of everything.
allah dilediği kimseyi nuruna eriştirir. allah insanlara (işte böyle) temsiller getirir.

"jack nichols, gay pioneer: "have you heard my message?"".
"jack nichols, gay pioneer: "have you heard my message?"".

and we never sent a messenger save with the language of his folk, that he might make (the message) clear for them.
(allah'ın emirlerini) onlara iyice açıklasın diye her peygamberi yalnız kendi kavminin diliyle gönderdik.

we make our messages clear for people who are willing to learn.
bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklarız.

and we sent not a messenger except with the language of his people, in order that he might make (the message) clear for them.
biz, görevlendirdiğimiz her resulü ancak kendi toplumunun diliyle gönderdik ki, onlara açık-seçik beyanda bulunsun.

he makes his messages clear to people, so that they might bear them in mind.
[2,96; 5,5; 60,10] {km, Çıkış 9,12; tesniye 7,3-4}

though low-quality, the tapes were clear enough to do political damage, and the immediate resignations of high-ranking party members reinforced their authenticity.
düşük kalitede de olsalar, kasetler siyasi zarar vermeye yetecek kadar netti ve üst düzey parti üyelerinin derhal gerçekleşen istifaları, bunların gerçek olma ihtimalini daha da artırdı.

"were not my messages read out to you?
"ayetlerim size okunmadı mı?"

i haven't checked my messages yet this morning.
bu sabah mesajlarımı henüz kontrol etmedim.

now we have made our messages clear to you, if only you can understand (the danger of their intimacy).
düşünürseniz, size ayetleri açıkladık.

we did not send any apostle except with the language of his people, so that he might make [our messages] clear to them.
(allah'ın emirlerini) onlara iyice açıklasın diye her peygamberi yalnız kendi kavminin diliyle gönderdik.

"were not my messages read out to you? but you denied them."
(allah teâlâ,) size âyetlerim okunurdu da, siz onları yalanlardınız değil mi?... der.