Sie suchten nach: you do not trust on me (Englisch - Türkisch)

do not trust
güvenmiyorumunknown trust in key owner

i do not trust
güvenmiyorum

i do not trust them
onlara güvenmiyorum

you do not.
hayır, açılmıyor.

you should not trust him.
ona güvenmemelisin.

do not bring dishonour on me.
allah'tan korkun da beni rüsvay etmeyin.”

i do not trust him any longer.
ben artık ona güvenmiyorum.

why is it that you do not trust us with joseph?
"sana ne oluyor, yusuf'a karşı bize güvenmiyorsun?

many people do not trust the government.
birçok insan hükümete güvenmiyor.

are you hitting on me?
bana asılıyor musun?

don't you quit on me.
benden vazgeçmiyor musun?

they should not trust iran.
İran’a güvenmesin

jackson could not trust them.
jackson, onlara güvenemedi.

croatians do not trust national governments to deliver on their campaign promises.
hırvatlar, hükümetlerin seçim kampanyalarında verdikleri sözleri tutacaklarına güvenmiyorlar.

they said, ‘father! why is it that you do not trust us with joseph?
(onlar buna karar verdikten sonra bir gün babalarına varıp:) “sevgili babamız! dediler, sen neden güvenip de yusuf'u bize emanet etmiyorsun. oysa biz onu çok seviyoruz.

and do not trust except those who follow your religion."
"sizin dininize uyandan başkasına uymayın."

if you do not forgive me and have mercy on me, i shall be among the losers'
beni bağışlamaz ve bana acımazsan kaybedenlerden olurum."

if you do not forgive me and have mercy on me i shall be among those who perish."
beni bağışlamaz ve bana acımazsan kaybedenlerden olurum."

they said: o our father! what reason have you that you do not trust in us with respect to yusuf?
(bu karara vardıktan sonra) "ey babamız," dediler. "sana ne oluyor, yusuf'a karşı bize güvenmiyorsun?

what is the matter with you that you do not trust us with yusuf, although we are in fact his well-wishers?”
"sana ne oluyor, yusuf'a karşı bize güvenmiyorsun? oysa gerçekte biz, onun iyiliğini isteyenleriz."