Sie suchten nach: sörf (Türkisch - Englisch)

sörf
surfing

sörf çekti
it was surfing.

sörf yapmaya bayılıyor.
he is really crazy about surfing.

sörf sever misiniz?
do you like surfing?

o sörf yapmaya gitti.
he went surfing.

onlar sörf yapmaya gittiler.
they went surfing.

yaz geldi ve sörf zamanı!
summer's here and surf's up!

haftasonları ise sörf yapmaktan hoşlanıyor.
and on weekends he likes to put on the boards, throw up rooster tails.

sörf yapılıyor burada denir mi?
can we say surfing is made here?

dalganın üstünde sörf yaparken, coşkunsunuzdur.
when you are surfing on the top, you are all elated.

sörf yapılan ülkeler pahalı burası ucuz.
the countries where surfing is made are expensive, but here is not.

bu bir nevi tepedeki manyetik alan dalgası üzerinde sörf yapıyor.
it's sort of surfing on a magnetic field at the crest of a wave.

elio canestri umut vadeden bir sörfçüydü ve yerel sörf kulübünün de üyesiydi.
elio canestri was a promising surfer and a member of the local surfing club.

görebileceğiniz gibi bu mercanlar cidden kaba olabiliyorlar ve bunu kanıtlayacak sörf yaralarım var.
these corals can be quite kind of mean, you see, and i have surfing scars to prove that.

şeyi soruyorum orada görsel sizi etkiler mi bu görsen ....buradaki sörf şuradaki şey bu sizi etkiler mi
what i am asking is: does this visual effect you? do this surfing or this thing affect you?

en son iphone kullanıcılara İnternet'te ilk modelinden iki kat hızlı sörf yapma olanağı sağlıyor.
the latest iphone allows users to navigate the web at twice the speed of the inaugural model.

muhtemelen bir kaçını duymuşsunuzdur. dalga ile sörf yapan adam. tehlikeyi fark eden genç kız okulda daha yeni tsunami ile ilgili derse girmişti.
you probably heard some of them: the man who surfed the wave, the teenage girl who recognized the danger because she had just been learning about tsunamis at school.

her sene bu maddenin 20 milyar dolarlık üretimi yapılıyor, inşaat malzemelerinden, sörf tahtalarına, kahve bardaklarından, masa üstlerine kadar her şeyde kullanılıyor.
20 billion dollars of this material is produced every year, in everything from building materials to surfboards to coffee cups to table tops.

"bu isim, bir gün guillermo'nun oğluyla denize karşı sohbet ederken, İspanyolca'da sörf tahtası anlamına gelen 'tabla' kelimesi yerine, kötü bir telaffuzla "tabra istiyorum" demesiyle, kendiliğinden ortaya çıktı."
the name came up spontaneously one day when we were just talking by the sea and the boy started to say "i want tabra", with a bad pronunciation of the word tabla (the spanish word for surfboard).